Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27434 E. 2014/6045 K. 05.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27434
KARAR NO : 2014/6045
KARAR TARİHİ : 05.03.2014

MAHKEMESİ : Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2012
NUMARASI : 2011/1402-2012/640

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 31.3.2011 tarihinde taraflar arasında müşteri tanıtım formu ve sözleşmesi başlıklı tellallık sözleşmesi yapılarak 115.000 TL değeri olan dava konusu yerin beğenildiğini ancak kendisinin devre dışı bırakılarak mülk sahibinden 4.4.2011 tarihinde taşınmazın satın alındığını ileri sürerek taşınmazın değerinin %3’ü oranında tellallık ücretinin ve sözleşmede belirtilen komisyon bedeli kadar cezai şartın davalıdan tahsili için yapılan takibe itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının taşınmazı satmaya yetkili olmadığının ve taşınmaz değerinin daha düşük olduğunun tespit edilmesi nedenleriyle yetkili olan emlakçıya ücretinin verilip taşınmazın satın alındığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin 3.450 TL asıl alacak, 621 TL %18 KDV ve 345 TL cezai şart olmak üzere toplam 4.416 TL olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç
kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, temyize konu hükmün gerekçe kısmında, davacının sözleşmeye istinaden komisyon ücreti kadar diğer bir deyişle %100 oranında ceza şart isemiş olmasının hakkaniyete uygun olmadığı açıklandıktan sonra davacının isteyebileceği cezai şart oranının %3 olmasının hakkaniyet gereği olduğuna işaret edilerek 345 TL cezai şart ve 3450 TL kmisyon ücreti alacağı toplamı 4.416 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmının birinci bendinde cezai şart oranı olarak %10 yazılarak hüküm ile gerekçesi arasında çelişki oluşturulmuştur. Hüküm ile gerekçe arasında bu şekilde bir farklılığın yaratılması, az yukarıda açıklanan HMK 297/2 maddesine, kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarda açıklandığı üzere taleplerin herbiri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yeniden bir karar verilmesi için eksik olarak kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 75.00 TL harcın istek halinde davacıya, peşin alınan 21.15 TL harcın davalıya iadesine, 5.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.