Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27370 E. 2014/4067 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27370
KARAR NO : 2014/4067
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2013/69-2013/311

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, 03.01.2010 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesine istinaden davalıdan devre mülk hissesi satın aldığını ve bedelini ödediğini, ancak sözleşme ile vadedilen hususların yerine getirilmediğini, ödediği bedelin tahsili için yaptığı takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya hisse devrinin yapıldığını savunarak davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini dilemiştir.
Mahkemece, bağımsız bölümün tapusunun davacıya devredildiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davacının devre mülk sözleşmesi gereğince ödediği bedelin tahsili için yaptığı takibe itirazın iptali isteği ile açtığı eldeki davada davalı sözleşmenin devre mülk Satışına ilişkin değil paylı mülkiyet satışına ilişkin olduğunu ve pay devrinin gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında sözleşmenin geçersizliğine dayanılamayacağını savunmuştur. Davaya konu 03.01.2010 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı sözleşmenin incelmesinde davalı tarafından davacı lehine 10 gün kullanım hakkı tanınan 1/36 hisseli gayrimenkulün 6700 TL bedelle satıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Sözleşmenin antet kısmında da….blok .. numaralı bağımsız bölümün davacı adına satışının yapıldığı anlaşılmakta ise de tapu kayıtlarının incelenmesinde tapuya tescil işleminin … blok …. kat … numaralı bağımsız bölüm için yapıldığı 10 günlük kullanıma tekabül eden 1/36 hisse olarak tescil edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalının 03.01.2010 tarihli sözleşmede üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediği ve davacı yanın sözleşmeyi fesih hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca davacının talebinin haklı olduğunun kabulü ile davacı adına kayıtlı hisse tapusunun da iptaline davalı adına tesciline karar verilmesi gerekirken davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2. Davalı yanın temyiz itirazlarının ise bozma nedenine göre incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı lehine BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı yanın temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.