Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27047 E. 2014/4395 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27047
KARAR NO : 2014/4395
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/18-2013/100

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 21.11.2008 tarihinde davalı tarafın kendisine kooperatif hissesi devrettiğini, satış bedelinin tamamını davalıya ödediğini, 31.11.2008 tarihli ibraname tutanağı ile Haziran 2009 tarihine kadar yapılacak olan genel kurul toplantısına kadar ödenmesi gereken ödenti ve aidatların ve önceki döneme ait varsa aidat ve diğer borçların davalı tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığını, kooperatif genel kurulu tarafından 9.3.2009 tarih, 2009/33 sayılı yazı ile 20.000 TL’ lik aidat borcunun ödenmesinin istenildiğini, söz konusu aidat borcunun davalının yükümlülüğünde olduğunu, davalı ödemeyince bankadan 20.000 TL çekerek bu borcu kooperatife ödediğini ve bankaya 29.125,50 TL olarak geri ödeme borcu altına girdiğini, öncelikle 29.125,50 TL’ nin davalıdan istirdatına olmazsa ödediği 20.000 TL’ nin davalıya gönderilen ihtarnameye göre temerrüt tarihi olan 16.4.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davacının kooperatif hisse devrinden sonra iradesini sakatlayarak, kalan borçlarını ödememekle korkutarak söz konusu ibranamenin imzalandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 9.262,08 TL’ nin 24.4.2009 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kooperatif genel kurulu tarafından alınan 9.3.2009 tarih, 2009/33 sayılı karar gereği ödemek zorunda kaldığı 20.000 TL’ den, davalı ile aralarında imzalanan 31.11.2008 tarihli “ibra tutanağı” başlıklı sözleşme uyarınca davalının sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmış olup, davalı taraf, söz konusu ibra tutanağı başlıklı sözleşmenin, davacı tarafından iradesinin fesada uğratılması neticesinde imzalandığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Davalı kooperatif hissesini davacıya aktif ve pasifleriyle birlikte 21.11.2008 tarihinde noterde kooperatif hisse devri sözleşmesi ile devretmiştir. Davaya konu 31.11.2008 tarihli ibra tutanağıdır başlıklı sözleşmenin 2. maddesinde, 1. maddesinde devrinden bahsedilen kooperatif hissesinin devrinden önceki döneme ait varsa aidat ve diğer borçlar ile devirden sonraki Haziran 2009 tarihine kadar yapılacak olan genel kurula kadar ödenmesi gereken ödenti ve aidatların satıcı tarafından karşılanacağı yazılıdır. Dava dışı kooperatif tarafından mahkemeye hitaben gönderilen 16.12.2009 tarihli yazı ile, 9.3.2009 tarihli kooperatif genel kurulu tutanağına göre alınması kararlaştırılan 20.000 TL’ nin tasfiye aşamasındaki kooperatifin sigorta, vergi ve KDV giderleri ile diğer konularda kullanılmak üzere alındığı bildirilmiş olup, mahkemece tanık sıfatı ile dinlenilen kooperatif başkanı C.. K.., 20.000 TL borcun, 2006 tarihinden itibaren gelen süreçteki borçlar olduğunu, bu borçların tamamının bir kişiye ait olmayıp her iki tarafın da dönemine isabet eden borçlar olduğunu ancak ne kadarının davacının, ne kadarının davalının borcu olduğunun belli olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece 26.8.2010 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, kooperatif tarafından davacıdan istenilip onun tarafından ödenen 20.000 TL’ nin davalıdan istenemeyeceğine dair verilen 28.10.2010 tarih, 2009/200 esas, 2010/352 karar sayılı davanın reddine dair verilen kararın, Dairemizin 30.5.2011 tarih, 2011/1355-8252 sayılı ilamı ile, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, kooperatifin cevabi yazısı ve kooperatif başkanının beyanları doğrultusunda kooperatif kayıtları üzerinde gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığının anlaşılması nedeni ile gerekli araştırmanın yapılarak dosyadaki ibra sözleşmesi kapsamında 20.000 TL’ nin ne kadarının dosyadaki hisse devri sözleşmesinde kararlaştırılan döneme ait olduğu tespit edilerek ve belirlenecek bu miktardan davalının sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Bu defa yapılan yargılama ile, dava dışı kooperatif kayıtları üzerinde araştırma yapılarak yeniden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalının sorumlu olacağı miktar tespit edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmış ancak raporda 2009 yılı öncesi kooperatif kayıtlarının incelenmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi vererek, kendisinden istenilen 20.000 TL’ lik aidat alacağı kapsamında istenilen kooperatif borçlarının, davalının hesap dönemine denk gelen harcamalardan kaynaklanan borçlar olduğu ancak bunların 2009 yılı ve sonrasında muhasebeleştiği için 2008 yılı kayıtlarında yer almadığı ileri sürülmüş, itirazlar doğrultusunda hazırlanan ek bilirkişi raporunda bu itirazların karşılanmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf da mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporuna, kendisi tarafından ödenen bir kısım aidat tutarlarının davacının talep ettiği rakamdan düşülmediğine ve ayrıca kooperatif borçlarından sorumluluk dönemleri hesaplanırken hisse devrinden sonra ki tarihlere ilişkin yapılan harcamalardan sorumlu olmayacağına dair itirazda bulunmuş, ek bilirkişi raporunda davalının bu itirazlarına da cevap verilmemiştir. Hal böyle iken, önceki bozma ilamı doğrultusunda, tarafların itirazlarını da karşılayacak ve taraflar arasında imzalanan sözleşme ve sonrasında imzalanan ibranamede kararlaştırılan sorumluluk dönemleri sınırları içerisinde kalacak şekilde, kooperatifin sözleşmeler öncesi ve sonrası dönemde kayıt altına alınan tüm defter ve kayıtlarının incelenerek, davalının hissesini devretmeden önce kooperatif tarafından yapılan harcamalar tespit edilerek taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak yeniden hüküm tesisi için kararın bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı ve davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde davacıya, peşin alınan 159.00 TL harcın davalıya iadesine, 19.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.