Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/26929 E. 2014/4123 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/26929
KARAR NO : 2014/4123
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/201-2013/343

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı Bülent’in avukatlığını üstlenerek, davalı Bülent’in davalı E.. şirketi çalışanı olduğu dönemde diğer davalı şirketler lehine verilen senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talepli dava açtığını,bu davanın devamı sırasında davalılar arasında sulh gerçekleşerek 08.08.2011 tarihli protokol yapılması sonucu davanın takipsiz bırakıldığını,vekalet ücretinden Av. Kan.165. maddesine göre tüm davalıların sorumlu olması nedeniyle vekalet ücretinin tahsiline dönük olarak davalılar aleyhine icra takibi yaptığını,davalıların icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek; icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Atlı …..A.Ş savunmasında vekalet ücret sözleşmesinin tarafı olmamaları nedeniyle kendilerinden ücret talep edilemeyeceğini,sorumlu tutulmaları halinde ancak uzlaşılan ve ihtilafa konu miktar 116.507 TL olmakla bu miktar üzerinden vekalet ücreti hesaplanması gerektiğini,ayrıca kendileri yönünden lehlerine verilen senet bedeli üzerinden sorumlu tutulmaları gerektiğini savunmuştur.
Pimakina…..Ltd.Şti ve Erg ….A.Ş. Savunmalarında, vekalet ücret sözleşmesinin tarafı olmamaları ve sulh yapılmasına ilişkin protokolde avukatlık ücreti ödeneceğine Dair bir düzenleme olmadığından kendilerinden ücret talep edilemeyeceğini,asıl vekalet ücret sözleşmesinin tarafı olan davalı Bülent’in takibe itiraz etmemesi nedeniyle ondan alacağın tahsili imkanı olduğu halde kötüniyetli olarak kendileri hakkında icra takibi yapıldığını savunmuşlardır.
Diğer davalı Bülent duruşmaya katılmamış ve cevap vermemiştir.
Mahkemece Davalı Bülent yönünden itiraz olmadığından takibin kesinleştiği, davacı tarafından dosyanın işlemden kaldırılması talep edilmekle davanın açılmamış sayılmasına,diğer davalılar yönünden 12.520,48 TL asıl alacak üzerinden davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişken oranda yasal faiz uygulanmasına, 5.008,19 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş,hüküm davacı ve davalı şirketler tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacı avukat tarafından davalı B.. T..’un vekaletinin üstlenilerek, bu vekalet kapsamında Ankara 11. İş Mahkemesinin 2011/593 esas sayılı dosyasına konu davalısı diğer davalılar olan davanın açıldığı, bu sırada davalılar arasında yapılan sulh anlaşmasına dayalı olarak davanın takipsiz bırakılarak açılmamış sayılmasına karar verildiği dosya kapsamı itibariyle uyuşmazlık konusu olmayıp, davacı Avukatlık Kanununun 165. maddesi gereğince, vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Avukatlık kanununun 165. maddesine göre, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumlu olup, burada kanundan doğan teselsül hallerinden biri söz konusudur. Müvekkil ve müvekkille sulh anlaşması yapan hasmın müteselsilen sorumlu olacakları vekalet ücretinin, avukatla müvekkil arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunması ve sözleşmede sulh halinde ödenecek olan ücretin ayrıca kararlaştırılmış olması halinde, kararlaştırılan bu miktar üzerinden, avukatla müvekkil arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmakla birlikte sulh halinde ödenecek olan ücretin ayrıca kararlaştırılmamış olduğu, ya da yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı, veya yazılı sözleşme mevcut olmakla birlikte geçersiz olduğu hallerde ise, sulh olunan miktara göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Somut uyuşmazlığa konu olayda, dosya içeriğine göre davacı ile davalı Bülent arasında yapılan21.04.2011 tarihli ücret sözleşmesinde sulh olunması halinde davacı avukata Ödenecek ücret tespit edilmemiş ise de, davalılar arasındaki 08.08.2011 tarihli sulha ilişkin protokolde davalıların sulh oldukları bedelin 200.000 TL olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece sulh olunan 200.000 TL üzerinden davacı ile davalı B.. T.. arasında yapılan vekalet ücret sözleşmesinde kararlaştırılan %10 oranı üzerinden yapılacak vekalet ücreti hesabına göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği dikkate alınarak, bu yönde yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklandığı üzere bozma sebebine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.