Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/26728 E. 2014/3434 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/26728
KARAR NO : 2014/3434
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2012/412-2013/110

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile 31.01.2011 tarihli mali müşavirlik hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, sözleşmeyle kararlaştırılan ücreti ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yaptığını, yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile imzalanmış geçerli bir sözleşmenin olmadığını, kooperatifin sözleşme yapılmasına dair karar almadan sözleşmenin imzalandığını, imzaların yetkililere ait olmadığını ve davacı ile çalışmaya zorlandıklarını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu ve feshin haksız olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının 31.01.2011 tarihli sözleşme ile davalı şirketin mali müşavirlik işlemlerini yürütmeyi üstlendiği ve akabinde davalı tarafça 17.03.2011 tarihinde sözleşmenin fesh edildiği, davacının fesih tarihine kadar davalının muhasebe işlerini yürüttüğü dosya kapsamından anlaşıldığı gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. Kural olarak, davacı taraf sözleşmenin haksız olarak feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebilir. Bu husus iş sahibinin temerrüdü halini kapsamaktadır. Bu itibarla ihtilafın çözümünde, dava konusu olaya da uygulanması gereken BK 325. maddesinin gözardı edilmemesi zorunludur. BK’nun 325.maddesi (6098 sayılı BK’nun 408) “iş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir.Şu kadarki, işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan feragat eylediği şeyi mahsup etmeye mecburdur” hükmünü içermektedir. Dava konusu olayda davacı mesleğine uygun bir iş aramak ve bu yoldaki çabasını ispatlamak zorundadır. Davacının işe gelmeyerek (muhasebe işlerini yapmayarak) tasarruf ettiği miktarında düşülmesi gerekir. Öte yandan sözleşme süresince yaptığı bir başka iş var ise, bu işten kazandığı miktarın veya kazanmaktan kasten feragat ettiği bir miktar var ise bununda mahsup edilmesi zorunludur. Hal böyle olunc; mahkemece, az yukarıda açıklanan ve BK’nun 325. maddesinde hükmünü bulan hususlarda, konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak veya bilirkişiden ek rapor alınıp davacının talep edebileceği miktar belirlenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu yön gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın (2) numaralı bent uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.