Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/26380 E. 2014/3258 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/26380
KARAR NO : 2014/3258
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2012/422-2013/206

Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, kendisine ait traktörün satışı için ilan verdiğini, davalı C..un alıcı olarak araması ve kendisini davet etmesi üzerine davalının bulunduğu Aydın iline gittiğini, burada davalı C..’un verilmek üzere bankadan kredi çekileceğini, kredinin akşama kadar hazır olacağını söylemesi üzerine davalıya vekalet verdiğini, akşama kadar beklemesine rağmen sonuç alamayınca davalı tarafından dolandırıldığını anlayarak geri döndüğünü,sonrasında davalının bu vekaleti kullanarak traktörü eşi olan davalı A.. İ..’ye devrettiğini, taşınır satışı olması nedeniyle zilyetliğin devri yapılmadığından geçerli bir satış olmadığını, trafik tescil işleminin idari bir işlem olması nedeniyle bu idari işlemin yapılmasına yönelik bir dava açılamayacağından tespit davası açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek; aldatma ve hileye dayalı olarak alınan vekaletnamenin geçersizliğinin tespiti ile bu vekaletnameye dayalı olarak yapılan satış işlemi nedeniyle traktörün mülkiyetinin geçmediğinin ve mülkiyetin davacı üzerinde kaldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı A.. A.. savunmasında, davacı ile aralarında hukuki ilişki olmadığından davanın husumetten reddine karar verilmesini dilemiştir.
Davalı C.., davacının eda davası açması imkanı varken tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca davanın esasına ilişkin olarak davacıya satış bedeli olarak 50.000 TL ödenerek davalıdan bu ödemeye ilişkin belge aldıklarını, davalının traktörü teslim etmeyerek kendilerini mağdur ettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davacı tarafından dava konusu traktörün adına tesciline ilişkin eda davası açma imkanı varken tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için gerekli olan ve hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken hususlardır. Mahkemece dava şartlarından birinin bulunmadığı tespit edildiği takdirde esas hakkında inceleme yapılmaksızın, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi zorunludur. Bu kapsamda bir davada “hukuki yararın varlığı” davanın konusuna ilişkin dava şartlarından biridir. Davacının, dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli olmayıp, ayrıca dava açmakta hukuki yararının da bulunması gereklidir.
Somut uyuşmazlığa konu olaya ilişkin olarak; davacı, dava dilekçesinde öncelikli talep olarak davalı tarafından noterde yapılan satış işlemine konu davalı C.. İ.. ile yapılan vekalet sözleşmesine dayalı olarak verilen 31.07.2012 T tarihli vekaletnamenin aldatma ve hileye dayalı olarak geçersiz olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının davalı C.. ile arasında yapılan vekalet sözleşmesinin aldatma ve hileye bağlı olarak geçersiz olduğunun tespitine ilişkin istemi yönünden hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca davacının vekalet sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine ilişkin istemi yönünden hukuki yararı bulunduğu gözetilerek davanın esasına girilmek suretiyle gerekli inceleme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.