Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/26377 E. 2014/4115 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/26377
KARAR NO : 2014/4115
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2012/381-2013/213

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı İ…Ş…ile yapılan avukatlık vekalet sözleşmesine göre işçi alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine dava açtığını, vekalet ücretinin dava değerinin % 20’si olarak kararlaştırıldığını, davanın devamı sırasında tarafların anlaşması ile müvekkilinin davadan feragat ettiğini, bu nedenle akdi vekalet ücreti olarak 3.124 TL ve yasal vekalet ücreti olarak 3.124 TL alacağının doğduğunu, bu hizmet bedelinin ödenmesinden Avukatlık yasasının 165. Maddesine göre davalının da sorumlu olduğunu, bu alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yaptığını, davalının itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile aralarında yapılmış bir vekalet ücret sözleşmesi olmadığını vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını, ayrıca kendileri aleyhine dava açan İnan Şancı’nın davayı kaybedeceğini anlayarak davadan feragat ettiğini, bu kişiyle herhangi bir anlaşma yapmadıklarını ve ona yapılan bir ödeme olmadığını savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup davacı avukat, müvekkili olan dava dışı İnan şancı vekili olarak davalıya karşı açmış olduğu işçi alacaklarının tahsiline ilişkin davada, tarafların sulh olduklarını ileri sürerek, Avukatlık kanununun 165. maddesi gereğince hem müvekkili dava dışı i.. Ş.. hem de davalıya karşı ücret alacağının tahsili için ayrı ayrı takip başlatmış, bu takibe davalının vaki itirazı üzerine de eldeki davayı açmıştır.
Avukat olan davacı ile dava dışı işçi İ..Ş.. arasında yapılan avukatlık vekalet sözleşmesine göre davacı avukatın dava dışı işçi adına davalı şirket aleyhine olmak üzere işçi alacaklarının tahsiline ilişkin dava açtığı, ancak dava dışı işçinin iş mahkemesine verdiği dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, iş mahkemesince davanın feragat nedeniyle sonuçlandırıldığı anlaşılmakta olup, davacı dava dışı işçi ile davalı şirketin anlaşması nedeniyle işçinin iş mahkemesinde açmış oldukları davadan feragat ettiğini, bu durumun aslında sulh anlamına geldiğini, bu nedenle avukatlık ücretinden birlikte sorumlu olduklarını ileri sürmektedir. Avukatlık Kanunun 165.maddesinde “ iş sahibinin birden çok olması halinde, bunlardan her biri sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar” hükmü bulunmakta olup, davada çözülmesi gereken sorun davalı şirketin de avukatlık ücretinden diğer dava dışı işçi ile birlikte sorumlu olup olmadığı hususudur. Avukatlık kanununun 165. maddesi uyarınca her iki tarafın avukatlık ücretinden birlikte sorumlu olabilmesi için tarafların anlaşması sonucunda dava veya takip konusu işin sonuçlandırılması zorunlu olup, bu anlaşmanın sulh veya başka biçimde olması gerekir. Dava konusu olayda iş mahkemesinde açılan davada davacı avukatın müvekkili olan işçi İ…Ş.. mahkemeye verdiği dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiş olup, bu feragat dilekçesinde davalı ile anlaştığına veya dava konusu alacaklarını tahsil ettiğine dair bir açıklamaya yer verilmemiştir. İşçinin tek taraflı yaptığı feragat işlemi iş mahkemesindeki davanın tarafları olan işçi ve davalı şirket arasında bir anlaşma ve sulh işleminin bulunduğunun kabulünü gerektirir mahiyette değildir. Hal böyle olunca mahkemece dava dışı işçinin yaptığı feragat işleminin bir sulh ve anlaşmaya dayalı olarak yapılıp yapılmadığının tespitine dönük olarak, bu konu üzerinde özellikle durularak tarafların gösterdikleri deliller muvacehesinde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına bozulmasına, (2) numaralı bent uyarınca davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 429.30 TL harcın istek halinde iadesine, 17.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.