Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/26061 E. 2014/27587 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/26061
KARAR NO : 2014/27587
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2011/178-2013/149

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Ş.. T.. vekili avukat T..S..ile davacı vekili avukat Y.. G..’in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, annesi olan M..’in davalı kardeşi Ş..’in yanında kaldığını,15.1.2010 tarihinde vefat ettiğini, davalı Ş..’in murisin yaşlı ve okur yazar olmamasından faydalanarak, taşınmazdan geçecek elektrik hattı nedeniyle kamulaştırıma işlemlerinin takibi yapılacağı bahanesi ile 29.8.2003 tarihinde satış yetkisini içeren vekaletname alarak,murisin taşınmazlarını sattığını, bir kısmını da diğer davalılara alt vekalet vererek sattırdığını,bedelinin Ş.. tarafından tahsil edildiğini, murisin bilgisi ve ihtiyacı dışında satış yapıldığını, bu durumdan yeni haberdar olduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak, taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerleri belirlenerek, şimdilik 270.000 TL nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, alt vekiller M.. A..A.. hakkındaki davanın reddine, davalı Ş.. Hakkındaki davanın kabulü ile, 270.000 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı Ş.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı kardeşi Ş..in yanında kalan annesinin yaşlı ve okuryazar olmamasından faydalanarak aldığı satış vekaletnamesi ile tüm taşınmazlarının ihtiyacı ve bilgisi olmadan satılıp bedelinin bu davalı tarafından tahsil edildiğini, bir kısım taşınmazların da verilen alt vekaletname ile diğer davalılar tarafından satıldığını,bu durumu yeni öğrendiğini bildirerek,taşınmazların satış tarihindeki gerçek değeri hesaplanarak bundan miras hissesine düşen miktarın davalılardan tahsili için eldeki davayı açmıştır.Davalı Ş.. hasta ve bakıma muhtaç olan annesine ölümüne kadar baktığını, taşınmazları aklı başında iken murisin isteği üzerine sattığını, bedeli ile hacca gittiğini,kendisinin de eşlik ettiğini, birlikte yaşadıkları eve tadilat yapıldığını, murisin sağlık giderlerinin karşılandığı, bakıcı tutulduğu, kendi arzusu ile torunlarının düğününe yardım ettiğini, köyün su deposu yapımına bağışladığını vesair bağışlar yapıldığını,murisin sağlığında bir itirazı olmadığını savunmuştur.Diğer davalılar,verilen satış yetkisini kullandıklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.Taşınmazların 29.8.2003 tarihli noterde düzenlenen düzenleme şeklinde satış vekaletnamesi ile 2005-2006-2008-2009 yıllarında peyderpey satıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davalı Ş.. m. vekili olarak, BK.390 ve 392.maddesi hükmüne göre,vekil edenin istemi üzerine gördüğü işin hesabını vermekle yükümlü olduğu gibi görevini iyiniyetle ifa ile de yükümlüdür. Mahkemece,alınan bilirkişi raporunda, taşınmazların satış tarihinde tarla vasfında olduğu ancak satıştan sonraki tarihte imarlı arsa vasfına dönüştüğü belirtilerek bu taşınmazların arsa vasıfları gözetilerek taşınmazların değerleri hesaplanmış ve bu bilirkişi raporunda hesaplanan taşınmaz değerleri üzerinden davacının hissesi nisbetinde davanın kabulüne karar verilmiştir.Taşınmazların satıldığı tarihten sonraki tarihte değişen vasıfları esas alınarak bulunan değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece, yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak;taşınmazların satış tarihindeki vasıfları gözetilerek değerlerinin tesbiti ile hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.100 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18.9.2014 günü karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.