Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/25971 E. 2014/6293 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25971
KARAR NO : 2014/6293
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2012/181-2013/292

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı şirket, davalı kurumla imzalanan sözleşmeye göre sağlık hizmeti sunduğunu, davalının 113.200,37-TL tutarında iki fatura bedelini mükerrer olarak ödediğini bildirerek hak edişlerinden ana para ile birlikte 133.698,56 TL faiz kesintisi yaptığını, fazla ödemenin idarenin kusuru olduğunu, 5510 sayılı yasanın değişik 96.maddesi gereğince anaparanın faizsiz olarak iade edilmesi gerektiğini, yasal faizin de fahiş hesaplandığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti ile tahakkuk ettirilen faizin terkinine ve mahsup edilen 133.698,56 TL’lik faiz tutarının tahsil tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte idesine, bu talebin kabul görmemesi halinde fahiş faizin yasal faizi aşan bölümünün tespiti ile bu miktardan sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum, davacıya mükerrer ödeme yapıldığının tespit edildiğini, 5510 sayılı yasanın 96.maddesinin sağlık hizmeti verenlerle ilgili olmadığını, Maliye Bakanlığı’nca hazırlanan 08.03.2007 tarih ve 26456 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ödeme Usul ve Esasları Hakkındaki Genel Tebliğ ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu’nun 71.maddesine göre hazırlanarak yürürlüğe giren, 19.10.2009 tarih, 26324 sayılı Kamu Zararlarının Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 12.maddesi çerçevesinde Kurum alacaklarına faiz uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 88.228,26 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasında sağlık hizmeti sunulmasına ilişkin sözleşme bulunduğu, davalı kurum tarafından davacıya yapılan 113.200,37-TL mükerrer ödemenin davacının hak edişlerinden 133.698,56 TL faizi ile birlikte tahsil edildiği hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mükerrer ödemenin davalı kurumun hatasından kaynaklandığı, davacı şirketin bir kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı Kurum, Maliye Bakanlığınca hazırlanan 08.03.2007 tarih ve 26456 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ödeme Usul ve Esasları Hakkındaki Genel Tebliğ ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu’nun 71.maddesine göre hazırlanarak yürürlüğe giren 19.10.2009 tarih, 26324 sayılı Kamu Zararlarının Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 12.maddesi çerçevesinde Kurum alacaklarına faiz uygulanması gerektiğini savunmuş ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlık 5510 Sayılı Kanun kapsamında imzalanan sözleşme nedeniyle yapılan fazla ödemeden kaynaklı olup, olayda davacının yol açtığı bir kamu zararı değil, davalının hatasından kaynaklanan bir yersiz ödeme mevcuttur. Kaldı ki 5510 Sayılı Kanun daha özel olup uyuşmazlıkta öncelikli uygulanmalıdır. 5510 Sayılı Kanunun 103/1 maddesinde; Kurumca yapılan inceleme neticesinde; a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği, b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği, c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği, d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği, e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır” düzenlemesi mevcuttur. Sağlık hizmeti sunucusunun yaptığı bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96. maddeye göre geri alınacak olup, Sağlık Hizmeti sunucusunun bir kusuru olmadan davalı idarenin hatası ile yapılan yersiz ödemelerin de “çoğun içinde azda vardır” kuralı gereğince 96. maddeye göre geri alınması gerektiğinin kabulü gerekir. 5510 Sayılı Kanunun 96/1-b maddesinde; Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun 2013/25971 2014/6293
kapsamındaki her türlü ödemeler; kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda da , davalı Kurumun 26.12.2011 tarihli yazısı ile yersiz ödeme miktarını ve mahsup yapılacağı hususunu davacıya bildirdiği, davacının 12.01.2012 tarihli hak edişinden anapara ile birlikte faiz kesintisi yapıldığı sabittir. Davacı tarafından tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde ödeme yapıldığına göre yersiz ödemenin 5510 Sayılı Kanunun 96. maddesi gereğince faizsiz olarak davacının hak edişlerinden mahsubu gerekir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davalı tarafından yapılan faiz kesintisinin tamamının davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA,2. bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.