Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/25856 E. 2014/7408 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25856
KARAR NO : 2014/7408
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/02/2012
NUMARASI : 2009/384-2012/100

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılar ile aralarında düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, 3.000TL bedel ödediğini, ancak davalıların aynı hisselerini tapuda dava dışı 3. kişiye satmış olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava konusu taşınmaz hisselerinin dava tarihinde ulaştığı rayiç değerinin, bu mümkün olmadığı takdirde satış vaadi tarihinde davalılara ödenen 3.000TL’nin günümüzde ulaştığı değer olan 8.000TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edimiştir.
Davacı, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesiyle ödemiş olduğu bedeli istemiş; davalılar bu sözleşmeden bilgilerinin olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Dosyanın incelenmesinde, davacı ve davalılar arasındaki 25.11.2005 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin, aynı zamanda davacının eşi olan, davalıların verdiği 20.09.2001 tarihli vekaletname ile vekil kılınan N. A. vekilliğiyle düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu nedenle, satış vaadi sözleşmesinin davacı ve eşi arasında yapıldığı, davalıların husumetinin olmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin taraflarını bağlayacağı açıktır. Her ne kadar, mahkeme gerekçesinde sözleşmenin davacı ile eşi arasında yapıldığı, davalıların husumetinin bulunmadığı değerlendirilmiş ise de, davalılar sözleşmenin tarafıdır. Davacı da sözleşmeden doğan haklarını ister
2013/25856 – 2014/7408
akidinden yani sözleşmenin tarafı olan davalılardan, isterse vekilden isteyebilir. Hal böyle iken, davalıların husumetinin olduğu ve davacının davalılara yönelebilme hakkı olduğu gözetilerek işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davalıların husumetinin olmadığı değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.