Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/25680 E. 2014/253 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25680
KARAR NO : 2014/253
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2013
NUMARASI : 2012/708-2013/407

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılar ile yapılan Avukatlık ücret sözleşmesine göre takibini üstlendiği dava ve icra takip dosyaları için 4.941,42 TL masraf yaptığını, bu masrafa karşılık davalılar tarafından avans olarak 2012 yılı için 2.000 TL ödeme yapıldığını, bakiye miktarın davalılardan talep edilmesine rağmen ödenmemesi nedeniyle bu alacağın tahsili amacıyla icra takibi yaptığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar savunmalarında; davacıya 02.02.2012 tarihinde sözlü olarak ve email yoluyla kendilerinin onayı olmadan herhangi bir işlem yapılmamasının ihtar edilmesine rağmen davacının gereksiz icra takibi yapması nedeniyle doğan harcama bedelinden kendisinin sorumlu olduğunu, ayrıca karşılıklı çekilen ihtarların masrafının kendilerinden istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2013/25680 2014/253
2-Dava, taraflar arasındaki avukatlık ücret sözleşmesine göre davacı avukat tarafından takip edilen dava ve icra takipleri nedeniyle doğan masraf ve ihtarname masraflarının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ile davalılar arasında yapılan 31.12.2008 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi ile davacı avukat davalılara ait işhanındaki taşınmazların kira işlemlerinin takip ve kira bedellerinin tahsili amacıyla gerekli dava ve icra takiplerini yapmak üzere yetkilendirilmiş olup, davacı dava dilekçesinde, yapılan harcamaların bu kapsamda yapıldığını ileri sürmüş, davalılar ise savunmalarında davacıya 02.02.2012 tarihli email yoluyla yapılan bildirim ile kendilerinin haberi ve onayı olmadan icra takibi yapılmaması yönündeki talimatlarına aykırı hareket etmek suretiyle gereksiz icra takipleri yapıldığını, bu gereksiz harcamadan sorumlu olmadıklarını savunmuşlardır.
Davalılardan S.Ç.. Ö.. tarafından 02.02.2012 tarihinde davacıya gönderilen email yazışmasında, 2012 tarihi itibariyle açılacak herhangi bir dava veya takip için mal sahibinin bilgisi olmadan hareket edilmemesi, önceden email ile sorulması ve kendileri tarafından onaylanması durumunda yeni dava ve icra takibi yapılması yönünde talimat verildiği, bu talimatı her ne kadar sadece davalı S.Ç.. Ö.. vermiş olsa da davacı tarafından davalılara gönderilen 17.02.2012 tarihli cevabi ihtarnamede davalı S.Ç.. Ö..’ün tüm davalıların sözcüsü sıfatıyla hareket ettiğinin kabul edildiği gözetildiğinde söz konusu talimatın tüm davalılar adına verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Bu yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı ve müvekkil yönünden haklı azil sebebinin oluşmuş kabul edileceği de çok açıktır. Bu kapsamda somut uyuşmazlığa bakıldığında, davalılar tarafından 02.02.2012 tarihli email yazışması ile kendilerinin onayı olmadan herhangi bir icra takibi yapılmamasına dair davacıya bildirimde bulunmalarına rağmen davalının bu tarihten sonra davalılar adına 27 adet icra takibi yaptığı anlaşılmaktadır. Davacı avukat, bu icra takiplerine ilişkin davalıların bilgilendirildiğini ve onaylarının alındığını iddia etmiş ise de, bu husus davacı tarafından yasal delillerle ispat edilememiştir. Nitekim davalıların onayı alınmadan davacı tarafından açılan 27 adet icra dosyasına konu takipten, 18 adedine davacının azlinden sonra davalı taraflarca devam edilmediği gözetildiğinde bu takipler nedeniyle davalılarca yapılan azil işleminin haklı 2013/25680 2014/253
olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca mahkemece davacı tarafından davalıların onayı alınmadan yapılan icra takiplerinden 18 adet icra takibine davacının azlinden sonra davalı tarafların devam etmedikleri ve bu 18 adet icra takip dosyasından doğan masraf bedelinden davalıların sorumlu tutulamayacakları ve ihtarname masrafları yönünden de davalıların sorumluluğunun buna göre oranlanarak belirlenmesi gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacının tüm taleplerinin kabulüne dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.