Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/25583 E. 2014/420 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25583
KARAR NO : 2014/420
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2012/588-2013/236

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 24.4.2012 tarihinde davalıdan satın almış olduğu motorsikletin ayıplı çıktığını, bu durumda ödemiş olduğu satış bedelinin iadesi gerektiğini, ancak bu talebinin davalı tarafından kabul edilmediğini ileri sürerek, aracın iadesine, satış bedeli olan 4.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aracın ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, “dava konusu araçta herhangi bir ayıp olup olmadığının tespiti için mahallinde ve araç üzerinde keşif yapılmasına karar verilmişse de, dava konusu motorsikletin keşif mahallinde hazır edilmediği, dolayısıyla gerekli incelemenin yapılamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, dava gerçek kişi firmaya karşı açılmış olduğundan, karar başlığında davalı olarak sadece “Ö.. T..” yazılıp gerçek kişi “V.. Ö..” isminin yazılmamış olması, maddi hataya ilişkin olup, mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün olmasına göre, davacının yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, satın aldığı motorsikletin ayıplı olduğunu belirterek, ödediği satış bedelinin iadesini talep etmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun”un 4. maddesi hükmü gereğince tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, verdiği bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını, son olarak da aracın yenisi ile değiştirilmesini isteyebilir. Aynı Kanunun 13. maddesinin 3. fıkrasında da “Tüketici Onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yaralanamamasının süreklilik arz 2013/25583-2014/420
etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirin mümkün bulunmadığının anlaşılması halinde, 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir” hükmü bulunmaktadır. Öte yandan 14.06.2003 gün ve 25138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesinde de “tüketicinin onarım hakkını kullanılmasına rağmen malın tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içerisinde kalmak kaydıyla bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının 6’dan fazla olması unsurlarının yanı sıra bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması durumunda tüketicinin malın ücretsiz olarak değiştirilmesini talep edebileceği” hükmü mevcuttur.
Dava, satın alınan motorsikletin ayıplı olduğu iddiası ile açılan bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, “verilen keşif kararının icrası için mahalline gidildiğinde motorsikletin hazır edilemediği, böylece davacının bu delile dayanmaktan vazgeçtiği” belirtilerek, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki keşif kararının verildiği ara kararında bu konuda bir açıklık olmadığı gibi, davacı replik dilekçesinde, aracın bir ay içinde sekiz kez arızalanıp, tamir gördüğünü, davadan önce başvurmuş olduğu Tüketici Hakem Heyetine vermiş olduğu dilekçede de, aracın sık arızalanması nedeniyle en az on beş kez servise gittiğini belirtmiş olmasına ve bu hususta bazı delillerini de dosyaya sunmuş olmasına rağmen, mahkemece az yukarda değinilen Kanun ve Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. Maddesinde öngörülen şartların oluşup oluşmadığı konusunda yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece, az yukarda değinilen Kanun ve Yönetmelik hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle, davacının daha önce başvurmuş olduğu ve lehine karar verilen Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Dosyası” ve bu dosyada alındığı anlaşılan bilirkişi raporu da getirtilip, dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. Bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.