Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/25575 E. 2013/28316 K. 18.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25575
KARAR NO : 2013/28316
KARAR TARİHİ : 18.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki hakem kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı şirket, davalı ile aralarında 16.9.2012 tarihinde 8365 TL bedelli devre tatil sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının sözleşmenin iptali için tüketici sorunları hakem heyetine müracaat ettiğini ve hakem heyetince de davalının talebinin kabul edildiğini, hakem heyetinin görev sınırını aştığını ileri sürerek, hakem heyeti kararının iptalini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının hakem heyetinin karar verme yetkisinin olmadığına dair talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davacının talebinin sadece 8365 TL bedelli devre tatil sözleşmesinin iptaline dair … Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline yönelik olduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 22/5.maddesi uyarınca 2012 yılı için 1161.67 TL.nın altında bulunan uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvuru zorunlu olup, aynı yasanın 22/6 maddesi uyarınca da 1.161.67 TL.nin üstündeki uyuşmazlıklarda hakem heyetlerinin verecekleri kararlar Tüketici mahkemelerinde delilolarak ileri sürülebilir. Dava konusu olayda, uyuşmazlık 8365 TL bedelli sözleşmenin iptaline ilişkin olduğundan hakem heyetinin görev ve yetkisini aşmakta olup, verilen kararın herhangi hir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, hakem heyetinin görev sınırını ve yetkisini aşarak verdiği kararın davacı aleyhine sonuç doğurma olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davacının hakem heyeti kararının iptalini istemekte hukuki yararının var olduğu kabul edilemez. Açılmış bir davada da hukuki yararın var olup olmadığı mahkemece res’en gözetilmesi gereken bir durumdur. Hukuki yararın yokluğu halinde ise davanın bu nedenle reddi zorunludur. Somut uyuşmazlıkta da davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararı olmadığından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekmekte olup, mahkemece bu durum gözardı edilerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, gerekçedeki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438.maddesi uyarınca gerekçenin düzeltilerek kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkeme kararının gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilerek sonucu itibariyle doğru olan kararın ONANMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.