Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/25057 E. 2014/1621 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25057
KARAR NO : 2014/1621
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Kayseri Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2012/220-2013/545

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, asıl dava ile davalı tarafın başvurusu üzerine kendilerinden satın alınan aracın 4077 sayılı Kanun çerçevesinde bedelinin iadesine ilişkin tüketici hakem heyeti kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı asıl davanın reddini dilemiş, birleşen dava ile de davalı G.. Aş. den satın aldığı, tüketici hakem heyeti kararına konu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek bedelinin iadesi yönünde başlattıkları takibe davalılar satıcı .. Aş. ve ithatlatçı Ş..Ltd.nin yaptığı haksız itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davalısı Ş.. Ltd. tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde
gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda mahkemece kısa kararda birleşen davanın kabulü ile Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2010/6646 sayılı dosyasında davalı satıcının yaptığı itirazın iptaline hükmedilmişken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ” … icra dosyasında davalı satıcı ve ithalatçının yaptığı itirazın iptaline” denilmek suretiyle kısa karar ile hüküm arasında açık çelişki yaratılmış olup bu husus yukarıda açıklandığı üzere bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.