Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/250 E. 2014/15781 K. 21.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/250
KARAR NO : 2014/15781
KARAR TARİHİ : 21.05.2014

MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2011/707-2012/460

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat I. H. S. K. geldi, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı kurum; davalılar tarafından S. K.Enerji Nakil hattına ait 2009 ile 2010 yıllarına ait eksik ödenen arazi tahsis bedeli toplamı olan 295.335,75 TL idare alacağına ait, bedellerin ödenmesi gereken tarihten tahsil tarihine kadar cetvelde belirlenen şekilde % 18 KDV si ve 6183 sayılı yasa gereğince aylık gecikme zammı ve gecikme zammı KDV si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama esnasında ise bilirkişi raporu doğrultusunda talebini ıslah etmiştir.
Davalı TEDAŞ; davanın ormanlık alandan geçen enerji nakil hatlarının arazi tahsis bedellerine ilişkin olup, husumetin TEDAŞ Genel Müdürlüğüne yöneltilmesinin yanlış olduğunu belirterek, husumet yönünden davanın reddini dilemiştir.
Davalı SEDAŞ; zamanaşımının dolduğunu, orman geçiş izni bedelinin dayanağı olan 6831 sayılı Orman Kanununun 17.maddesinin 3.fıkrasının Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edildiğini, 5192 sayılı kanun ile yeniden bir düzenleme yapıldığını, bu alanlarda devletçe yapılan veya 2013/250 2014/15781
İşletilenlerden bedel alınmaz hükmünün getirildiğini, S.’ın bir devlet kuruluşu olduğunu, izin bedeli ve miktarı ve hesaplama yöntemine itirazlarının bulunduğunu, orman bedelinin haksız ve çok fahiş olarak belirlendiğini, 6183 sayılı kanunun 51.maddesine göre gecikme zammı talebinin mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarına göre miktarı belirlenmemiş bir bedel veya alacağın muaccel hale gelmesinin ancak bedelin hesaplanması ve hesaplanan bedelin davalı şirkete tebliğ edilmesiyle mümkün olacağını kendilerine herhangi bir ihtarname tebliğ edilmediğini bu nedenle faiz ve KDV talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davalılardan Tedaş hakkındaki davanın husumetten reddine, dğer davalı Sedaş hakkındaki davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 192.364,64 TL.nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı SEDAŞ’dan alınarak davacıya verilmesine, gecikme zammı ve gecikme zammına KDV uygulanılması talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı ve davalı SEDAŞ tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, arazi tahsis bedelinin % 18 KDV ve 6183 sayılı yasa gereğince aylık gecikme zammı ve gecikme zammı KDV si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise 6183 sayılı kanunun 51.maddesine göre gecikme zammı talebinin mümkün olmadığını belirtmiş ise de; davalı tarafından davacıya gönderilen 23.11.2005 tarihli Güncelleştirilmiş Taahhüt Senedinin 3.maddesinin F bendinde; “Taahhütnamede bahsedilen bedellerden zamanında ödenmeyen bedeller için iznin iptaline ilişkin hükümler saklı kalmak kaydı ile bildirime gerek kalmaksızın 6183 sayılı kanunun 51.maddesinde yazılı nispette gecikme zammı alınacağı” hususunun belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalı tarafından verilen taahhütname tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak 6183 sayılı kanunun 51.maddesinde yazılı nispette gecikme zammı ve KDV alınabileceği kabul edilerek hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile bu husustaki talebin tamamen reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
3-Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmiştir. Ne var ki, bilirkişiler 2000 yılına ilişkin alacağın 31.275,70 TL olduğunu bildirmişse de, bedelin nasıl bulunduğu taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olarak açıklanmamıştır. Şayet bu bedel taahhüt senedinin 7-a maddesi gereği komisyonca belirlenmişse bu belirlemenin yöntemine uygun olup olmadığı, idarenin kullanım bedelini belirleme hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket edip etmediği irdelenmemiş soyut olarak idarenin bildirdiği 31.275,70 TL esas alınmıştır. Rapor bu haliyle denetime elverişli olmayıp bu rapor esas alınarak eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün davalı lehine bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ve 2. bentte açıklanan nedenle davacı yararına, 3.bentte belirtilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.