Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/24651 E. 2014/5425 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24651
KARAR NO : 2014/5425
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ : Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2013
NUMARASI : 2009/78-2013/575

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı asıl davada, davalının Yarımca’da arsa satın alarak yurtdışında oturması nedeniyle Türkiye’deki işlerini yürütmesi, arsaya beş katlı bina yapılmasına nezaret etmesi ve bunun karşılığında da yapılacak katlardan birinde malik sıfatıyla oturması için kendisine 4.1.1993 tarihinde vekaletname verdiğini, inşaatı yaptırdığını, davalının sadece 60.000DM vermiş olup diğer harcamaları kendisinin yaptığını, 1999 yılında meydana gelen depremde binada oluşan hasarları 20.000TL harcayarak kendisinin giderdiğini, davalının bu masrafları kendisine ödemediğini ileri sürerek, fazlası saklı kalmak üzere 50.000TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, yapılan masrafların tamamını davacıya ödediğini savunarak davanın reddini dilemiş, birleşen karşı davasında, davacı-karşı davalının kendisine ait daireyi 10 yıl süreyle haksız olarak işgal ettiğini ileri sürerek, 10.000TL ecrimisilin faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının yaptırdığı işlerin bedelinin davalı tarafından davacıya DM olarak havale edildiği, davacının iddiasının sabit olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı asıl davada, davalının verdiği vekaletnameye istinaden yaptırdığı inşaat ve onarım bedellerinin sadece 60.000DM kısmının kendisine ödendiğini ileri sürerek, ödenmeyen bedellerin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, tüm bedelleri ödediğini savunmuştur. Mahkemece davalının tüm bedelleri DM olarak havale yoluyla davacıya ödediği, davacının iddiasının sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, vekalet ilişkisine dayalı olarak yapılan masrafların müvekkil tarafından ödenmeyen kısmının tahsili istemine ilişkin olup davacı vekil, dosya kapsamındaki delillerle iddiasını ispatlayamamıştır. Ne var ki, davacı, delil listesinde “yasal her türlü delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır. Öyle olunca mahkemece davacıya iddiasını ispat açısından davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince temyiz olunan kararın davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.