Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/24452 E. 2014/5897 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24452
KARAR NO : 2014/5897
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2011
NUMARASI : 2010/39-2011/189

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı E. i.Ö.U.avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat A. K. ile davacılar vekili avukat T. B.’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, davalılarla imzalamış oldukları 25.2.2008 tarihli “Avukatlık ve Müşavirlik Sözleşmesi” gereğince vekalet görevlerini gereği gibi yerine getirdiklerini, ancak davalıların ücret ödeme borçlarını yerine getirmede temerrüde düşmeleri üzerine 18.8.2008 tarihinde vekaletten haklı olarak istifa ettiklerini, ücret alacaklarının tahsili için İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2008/266 esas sayılı dava dosyası üzerinden kısmi dava açtıklarını, yargılama sırasında taraflar arasında 12.11.2008 tarihli “sulh ve ibraname” başlıklı sözleşme imzalandığını, açılan davanın da sözleşme kapsamında sona erdirilerek kesinleştiğini, sözleşmenin 3. maddesi gereğince davalıların, sözleşme tarihi itibariyle 244.449 Dolar borçlu olduklarını ve 2.4.2008 tarihinde de temerrüde düştüklerini kabul ettiklerini, borcun muayyen vade tarihlerinde taksitle ödenmesinin kararlaştırıldığını, taksitlerin vadesinde ödenmemesi halinde ise maktu ve başarı ücretlerinden oluşan tüm alacaklarının muaccel hale geleceğinin, sulh ve ibranameye göre yapılan ödemelerin borçlara mahsup edilerek, bakiye asıl alacağa, alacağın muaccel olduğu 2.4.2008 tarihinden itibaren Dolar üzerinden aylık %1 faiz uygulanacağının kararlaştırıldığını, bu arada devam eden iki dava nedeniyle davalıların vekaletini yeniden üstlendiklerini, ne var ki davalıların bu sözleşme hükümlerini de ihlal ederek, ücret borçlarını ödemede yine temerrüde düştüklerini, haklı nedenle ikinci kez istifa ettiklerini, tüm alacaklarının 2013/24452-2014/5897
Muaccel hale geldiğini, 2.150.000 Dolar başarı ücretleri ile yapılan ödemelerin mahsubundan sonra kalan 278.452 Dolar maktu ücret alacakları bulunduğunu, bu miktarlara ayrıca KDV eklenmesi gerektiğini, yine sözleşme gereğince söz konusu alacaklarına 2.4.2008 tarihinden itibaren %1 faiz oranı üzerinden faiz işletilmesi gerektiğinden işlemiş faiz alacakları da bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 278.452 Dolar maktu ücret ile bu ücretin 2.4.2008 tarihinden dava tarihine kadarki aylık %1’den 61.260 Dolar işlemiş faiz alacağı, başarı ücretlerinden oluşan toplam alacaklarından şimdilik 100.000 Dolarlık kısmı ile bunun 2.4.2008 tarihinden dava tarihine kadarki aylık %1’den 22.000 Dolar işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 461.712 Doların KDV’si ile ve dava tarihinden itibaren işletilecek %1 faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, “Avukatlık ve Müşavirlik Sözleşmesi” gereğince davacılara ücretlerinin ödendiğini, sözleşmede öngörülen koşullar oluşmadığından, başka bir ücret talep edilemeyeceğini, “sulh ve ibraname” protokolünde belirtilen şartların da gerçekleşmediğini, başarı ücretleri hak edilmediği gibi, pek fahiş olduğunu, kaldı ki Avukatlık Kanununda böyle bir ücretin düzenlenmediğini, bu tür bir ücret kararlaştırmasının geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, istifanın haklı olduğu kabul edilerek, davaya konu 194.449 Dolar alacağın İstanbul Asliye 7.Hukuk Mahkemesinin 2008/266 esas sayılı kesinleşmiş ilamı ile hüküm altına alındığından, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, yapılan ödemelerin bu kalemde dikkate alınmasına, aylık 20.000 Dolardan 2.12.2008 ile 2.10.2009 tarihleri arasında hesaplanan toplam 220.000 Dolar vekalet ücreti ve dava tarihine kadar hesaplanan 19.740 Dolar işlemiş faizi olmak üzere toplam 239.740 Dolar vekalet ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, asıl alacak miktarı olan 220.000 Dolara dava tarihinden itibaren, aylık %1 oranında döviz faizi uygulanmasına, 100.000 Dolar başarı ücreti alacağının 14.10.2009 temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak, aylık %1 oranında döviz faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Temyize konu dava, taraflar arasındaki gerek “Avukatlık ve Müşavirlik Sözleşmesi” gerekse “sulh ve ibraname” başlıklı protokole aykırılık iddiası ile açılmış olan alacak istemine ilişkin olup, davacılar tarafından dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle, 278.452 Dolar maktu ücret alacağı, bu alacağın 61.260 Dolar işlemiş faizi, 2.100.000 Dolar başarı ücretinden şimdilik 100.000 Dolarlık kısmı ile bunun 22.000
Dolar işlemiş faizi olmak üzere toplam 461.712 Dolar alacağın KDV’si ve dava tarihinden itibaren işleyecek aylık %1 faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece dava dilekçesinde belirtilen her bir istek kalemi hakkında hangi miktarların “kabul”, “red” ya da “kısmen kabul” “kısmen reddine” karar verildiği belirtilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Yine kararın gerekçe kısmında, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan bahsedilmiş, ancak söz konusu raporda belirtilen alacak kalemlerinden hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediği ise açıklanmamıştır. Oysa ki davacılar, maktu ve başarı primlerinden oluşan ücret alacakları ile bunların işlemiş faizleri olmak üzere toplam 461.712 Dolar üzerinden alacak davası açıp, karar ve ilam harcını da bu miktar üzerinden yatırdıklarına göre, mahkemece müddeabih konusu olan her bir alacak kalemi hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, kabul ve reddedilen miktarların da ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur.
O halde mahkemece, müddeabih konusu olan maktu ücret, başarı primi, işlemiş faiz alacaklarından, kabul ve reddedilen miktarların ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken, az yukarda açıklanan yasa hükmüne aykırı ve tereddüte yol açacak şekilde yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün BOZULMASINA. (2) numaralı bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan 7.524.00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.