Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/24237 E. 2014/5807 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24237
KARAR NO : 2014/5807
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2013
NUMARASI : 2011/234-2013/311

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, avukat olduğunu, dava dışı İlhan Şirin isimli kişinin avukatlığını yapmakta iken haksız şekilde azledildiği için davalı avukata vekalet verdiğini, bunun üzerine davalının Gemlik ASHM’nin 2007/709 Esas sayılı dosyasında 6.500,00 TL’lik dava açtığını ancak davalının duruşmaya mazeret göndermeyerek davanın müracaata kalmasına sebebiyet verdiğini, bu durumdan da kendisini haberdar etmeyerek 3 aylık yenileme süresinin geçildiğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu nedenle hak kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin 19/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 17/04/2013 tarihinde ise bilirkişilerin raporlarında bildirdikleri masraflara ilişkin taleplerinden feragat ettiğini belirterek 10.000,00 TL’nin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiş, 22.01.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile, zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın zamanaşımı nedeni ile reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne 10.000,00 TL’nin 19/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, avukat olan davalının, özen ve sadakat borcuna aykırı davranmak suretiyle müvekkilini zarara uğrattığı iddiasıyla açılan tazminat istemine ilişkin olup, Borçlar Kanununun 380. ve devamı maddelerine göre, vekil, müvekkiline karşı vekaleti “sadakat ve özenle” ifa etmekle yükümlüdür. Vekilin mesuliyeti, genel olarak işçinin mesuliyetine ilişkin hükümlere tabi olup, vekilin özen borcunun gereği olarak, mesleki bilgi ve deneyimleri ile hayat deneyimlerine ve işlerin normal oluşuna göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunması, başarılı sonucu engelleyecek davranışlardan kaçınıp, basiretli olarak hareket etmesi gereklidir. Vekil, amaçlanan sonucun elde edilmemesinden değil, bu sonuca ulaşmak için gerekli olan çalışmaların özenle yerine getirilmemesinden sorumludur. Bir avukatın yasa ile öngörülen süre içinde yapılması gereken işleri yapmaması, süresinde dava açmaması, müvekkili aleyhine verilen kararı temyiz etmemesi, özen borcunun gereği gibi ifa edilmediğini ve kusurlu olduğunu gösterir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için, sadece eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli olmayıp, eylem sonucunda bir zararın da doğmuş olması ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağının da bulunması gereklidir.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa;
Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/709 Esas sayılı dosyasında, davacının R.. T.., davacı vekilinin B.. A.., davalının İlhan Mehmet Şirin, davanın fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 6.500,00 TL ücreti vekalet alacağına ilişkin olduğu, 17/12/2008 günlü duruşmada davacı vekilinin duruşmaya katılmaması sebebiyle HUMK 409 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına ve akabinde yasal 3 aylık sürede yenileme talebinde bulunulmaması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarda açıklandığı gibi, davalı avukatın, vekalet akdi kapsamında anılan dava dosyasını özenle ve gereği gibi takip etmediği bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/305-351 Esas-Karar sayılı ilamı ile bu nedenle mahkumiyetine karar verildiği yine Bursa Barosu Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 13/05/2011 gün ve 2010/44 E. 2011/23 K. Sayılı kararı ile
hakkında disiplin cezasına karar verildiği böylece vekaleti ifada kusurlu davrandığının kabulü gerekir.
Ne var ki bu noktada, davalının sorumluluğuna gidebilmek için, davalının eylemi nedeniyle davacının bir zarara uğrayıp uğramadığının, eylemle zarar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının da belirlenmesi gerekli olduğundan, mahkemece, Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/709 Esas sayılı dosyasında davanın özenle ve gereği gibi takip edilmesi halinde davacı yararına bir sonuç alınıp alınamayacağı konusunda, gerektiğinde uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle, inceleme ve değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle, temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.