Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/23659 E. 2014/9968 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23659
KARAR NO : 2014/9968
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, avukat olduklarını, doktor olan davalının kendilerine 29.01.2007 tarihinde vekalet verdiğini, 05.02.2007 tarihinde de davalı adına davadışı hastane aleyhine gündüz mesai ücretleri ile gece – gündüz nöbet ücretleri konusunda İş Mahkemesinde dava açmak ve icra takibi yapmak için yazılı sözleşme düzenlediklerini, bu sözleşmeye göre, mahkemede hükmolunacak miktarın %20′ sinin avukatlık ücreti olarak ödeneceğinin ve yasal vekalet ücretinin de kendilerine ait olacağının kararlaştırıldığını, alacağın tahsili için kısmi dava açtıklarını ve sonradan da bilirkişi raporu doğrultusunda ve davalının yazılı talebi yönünde davayı ıslah ettiklerini, İş mahkemesi tarafından 07.04.2010 tarihinde davanın kabulü ile toplam 77.150.00.TL’ nın tahsili ile yasal vekalet ücreti olarakta 7.872.00.TL’ ya hükmedildiğini ayrıca davalı aleyhine dava dışı hastane tarafından 28.265.00.TL bedelli icra takibine vaki itirazın iptali davasınında da davalıyı vekil olarak temsil ederken davalının 19.07.2010 tarihinde haksız olarak kendilerini azletmesi üzerine yazılı sözleşme gereğince %20 avukatlık ücreti olarak 15.430.00.TL, yasal vekalet ücreti olarak 7.872.00.TL ve ayrıca itirazın iptali davası için ödenmesi gereken 2.800.00.TL’ dan ödenen 1.400.00.TL’ nın mahsubu ile kalan 1.400.00.TL olmak üzere toplam 24.702.00.TL’ nın tahsili için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıların vekalet görevini gereği gibi yerine getirmediğini, davacıların haklı olarak azledildiğini 2013/23659-2014/9968
Savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 24.702.00.TL üzerinden takibin devamına, alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Avukatın, vekil olarak borçları dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 505 (eski 389) ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, adı geçen Kanunun 506. (eski 390) maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. “Özen borcu” ile ilgili Avukatlık Kanununun 34. maddesinde mevcut olan, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Borçlar Kanununun 506. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” Hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Avukat bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; Dava, vekalet ücreti alacağı istemine ilişkin olup, Taraflar arasındaki ücret sözleşmesi gereğince avukat olan davacıların davalıya hukuki yardımlarda bulunduğu, vekalet ilişkisinin 19.07.2010 tarihli azille sona erdiği anlaşılmaktadır. Davacı avukatlar, azlin haksız olduğunu ileri sürerken davalı ise, davacıların görevini sadakat ve özenle yerine getirmediğini, azlin haklı olduğunu savunmuştur. O halde taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık, azlin haklı olup olmadığı ile ilgili olup, ancak bunun sonucuna göre davalının vekalet ücreti ödemekle yükümlü olup olmadığına karar verilebilecektir. Vekalet sözleşmesinin yapılmasına dayanak olan uyuşmazlık yönünde davalı lehine davadışı hastane aleyhine davacılar tarafından tanzim olunan 26.02.2007 tarihli dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000.00.TL gündüz çalışma ücreti, 7.000.00.TL gece nöbet ücreti polmak üzere toplam 37.000.00.TL’ nın akdin feshi tarihi olan 09.08.2006 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, yargılama sırasında 16.12.2008 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile de gündüz çalışma ücretinin 29.541.00.TL, gece nöbet ücretinin 10.609.00.TL daha artırıldığı ve bunlar yöninden de iş akdinin feshi tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilinin istendiği, İstanbul 1. İş Mahkemesi’ nin 07.04.2010 tarih ve 2007/299 Esas 2010/308 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile 30.000.00.TL ücret ile 7.000.00.TL nöbet ücret alacağının dava tarihinden, bakiye 29.541.00.TL ücret ile 10.609.00.TL nöbet ücreti alacağının ıslah tarihi 16.12.2008 tarihinden itibaren işlayacek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, verilen bu kararın vekil olan davacıların yüzüne karşı verildiği, ancak bu kararın vekil olan davacılar tarafından temyiz edilmediği, İş Kanunu’ nun 34. maddesinin 1. fıkra son cümlesine göre, “gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır” hükmüne rağmen davacıların vekil olarak yazdıkları dava ve ıslah dilekçesinde faizin niteliği belirtilmeksizin sadece faiz isteminde bulunmaları ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda yüzlerine karşı mahkemece yasal faize hükmedilmesine karşın bu kararın temyiz edilmemesi nedeniyle davacı vekillerin davalı müvekkilini faiz alacağı yönünden zarara uğrattıkları ve bu hususta davalının vekili olan davacıları 19.07.2010 tarihinde yaptığı azilde haklı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Az yukarıda da değinildiği gibi, Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olduğundan bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil, avukata vekalet 2013/23659-2014/9968
ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Bu itibarla somut olayda mahkemece, sonuçlanıp kesinleşen iş bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL kalan harcın davacılardan alınmasına, 421,95 TL peşin harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.