Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/23653 E. 2014/4394 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23653
KARAR NO : 2014/4394
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2012/507-2013/174

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kredi taksitlerinden ikisini ödeyemediğini, davalı bankanın bunun üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, ödemediği taksitleri ödemek istediğini ancak bankanın kabul etmediğini beyan ederek hakkında başlatılan icra takibinin iptali ile satış işleminin durudurulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davacının borcunu ödememesi üzerine muacceliyet ihtarında bulunup 1 aylık ödeme süresi verdiklerini ancak davacının buna rağmen borcunu ödemediğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, iki taksidin ödenmemesi üzerine bankanın tüm alacağını talep ettiğini ve ödeyemeyince de hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını beyan ederek takibinin iptali ile satış işleminin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10’uncu maddesinde muacceliyet için tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesinin yanında en az bir haftalık süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerektiğine ilişkin düzenleme getirilmiştir. Davalı banka tarafından davacıya 25.1.2012 tarihinde gönderilen ihtarname ile davacının ödemekte temerrüde düştüğü aylara ilişkin taksit tutarlarının ödenmesi istenmemiş, bakiye tüm alacağın verilen süre içerisinde ödenmesi istenilerek hesabın kat edileceği ihtarında bulunulmuş olup, söz konusu ihtarname yasadaki şartları taşımamaktadır. 4077 sayılı yasanın 10. maddesini değiştiren 4822 sayılı yasa 06.03.2003 tarihinde kabul edilmiş olup usulüne uygun çekilmeyen ihtar ile davacının temerrüde düştüğünden bahsedilemez. Dolayısıyla çekilen ihtar hüküm doğurmaz. O halde vadesi gelmeyen taksitlerin muaccel olduğu kabul edilemez. Davalı ancak muaccel olan alacaklarını isteyebilir. Hal böyle olunca mahkemece taraflardan bu konuya ilişkin delilleri sorulup, davacının takip tarihine kadar ödemediği taksitleri belirlenerek belirlenen bu miktar üzerinden borçlu olduğunun, bakiye borçtan sorumlu olmadığının tespine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 19,2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.