Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/23524 E. 2014/4393 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23524
KARAR NO : 2014/4393
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

MAHKEMESİ : Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2011/279-2012/691

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukatlık yapan davalıya dava ve icra takiplerinde kendisini temsil etmesi için 2000 yılında vekaletname verdiğini, davalının, boşanma ve nafaka davaları sonucu başlattığı icra takipleri olan Milas İcra Dairesinin 2000/3617 sayılı ve 2001/647 sayılı dosyalarındaki alacaklarını haricen tahsil etmesine rağmen kendisine vermediğini, bu gerekçeyle davalı avukatı şikayet ettiğini ve davalı hakkında yapılan yargılama neticesinde Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesince mahkumiyet karararı verilip temyiz incelemesi neticesinde zamanaşımından davanın düştüğünü, davalı avukatın vekalet ücretini alamadığı iddiası ile kendisi hakkında Milas İcra Dairesinin 2001/5428 sayılı dosyası ile takip başlattığını ve takibe itiraz edemediğinden takip bedelini ödemek zorunda kaldığını, Ağır Ceza Mahkemesindeki davayı takip aşamasında yol masrafları yaptığını,bu olaylar nedeniyle manevi olarak yıprandığını ayrıca ceza yargılaması sırasında davalının kendisine tehdit ve hakaretlerde bulunması nedeniyle de manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek 20.000 TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, yol giderlerini istemesinin yasal olmadığını, kendisinin vekalet ücreti alacağı bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu edilen Milas İcra Dairesinin 2000/3617 Esas sayılı icra takibine ilişkin alacağın, Milas İcra Dairesinin 2001/5428 Esas sayılı icra takibine ilişkin alacağın ve haksız icra takibine dayalı manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı zamanaşımı nedeni ile reddine, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/416-2006/14 esas ve karar sayılı davası için yol gideri ve tehdit ve hakarete dayalı manevi tazminat talebinin ise sübut bulmadığından ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, davacı taraf, Milas İcra Dairesinin 2000/3617 sayılı dosyası yanında 2001/647 sayılı dosyası ile de tahsil edilen alacağının kendisine verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş olup, mahkemece, 2000/3617 sayılı dosya hakkında hüküm kurulmuş olup, 2001/647 sayılı icra dosyası hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir hükmün kurulmamış olduğu görülmüştür. Hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında karar verilmemiş olması, az yukarıda açıklanan HMK 297/2 maddesine, kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarda açıklandığı üzere taleplerin herbiri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yeniden bir karar verilmesi için eksik olarak kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.