Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/23356 E. 2014/3786 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23356
KARAR NO : 2014/3786
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2010/393-2013/281

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirketin 6.7.2007 günlü vekaletname ile vekilliğini üstlendiğini, 1.4.2008 tarihinde davalı ile aralarında yazılı ücret sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeye göre verilen görevleri yürütürken 21.1.2010 günlü gerekçesiz azilname ile azledildiğini, 25.1.2010 tarihinde dosya ve belgeleri teslim ettiğini, sözleşmeden kaynaklanan ücretinde ödenmediğini ileri sürerek, 84.125 TL asıl alacak, 968,01 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 85.093,01 TL alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takibin 44.292 TL asıl alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyanın incelemesinde; Davacının 6.7.2007 tarihli vekaletname ile davalının vekilliğini üstlendiği, 1.4.2008 tarihli 3 yıllık sözleşme ile hukuki görüş bildirme ve sözleşmede yazılı davaları ve davalı tarafça sonradan verilecek dava ve işlerin vekil sıfatıyla takip edileceği kararlaştırılmış olup aylık ücretin 660 TL olduğu, avukatın bakacağı dava ve takipler için ek ücret ödeneceği belirtilmiştir. Davalı tarafça 24.11.2009 tarihli yazı ile sözleşme fesh edilmiş; daha sonradan 25.12.2009 tarihinde gönderilen ihtarname ile de davacı avukat azledilmiş olup, her iki belgede de azil için gerekçe gösterilmemiştir. Yargılama sırasında davalı taraf cevap dilekçesinde, davacının görevini iyi yapılmadığı, gerektiği gibi bilgi vermediği, 2007/577 esas sayılı davada fazlaya ilişkin hakları saklı tutmayarak, 2007/499 esas sayılı davada da karşı tarafı önceden temerrüde düşürmemek suretiyle kendisini zarara uğrattığını, ayrıca davalı şirketin dava dışı K.. Ş..Fabrikasının % 74 ortağı bulunduğunu, davacının Kayseri Ş..F..AŞ ile bu şirketin diğer ortağı olan K…P..E.. Kooperatifi’nin de sözleşmeli avukatı olduğunu, ortağı olduğu dava dışı şirketle ilgili olarak yürütülen soruşturma nedeniyle davacının şirket ve kooperatif yöneticileri ile birlikte şirket kasasından usulsüz para çekildiğini ve başkaca usulsüz işlemler yaptığını, bu çekilen paraların bir kısmının davacıya vekalet ücreti ödemesi gibi gösterildiğini, davacının şirket ve kooperatif yönetim ve denetim kurulunda yer alan kişilerle el ve işbirliği içinde olduğunun anlaşılması sonucu davacıya güvenlerinin kalmadığını, bu yüzden sözleşmeyi fesh ederek davacıyı azlettiklerini, haklı azil nedeniyle hiçbirşey isteyemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, sözleşmenin feshinin ve azlin haksız olduğu gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir.
Dosya içinde yer alan davalının bildirdiği soruşturmaya ilişkin olarak Ankara 11.Ağır Ceza mahkemesinin 2012/28 esas sayılı dava dosyasına esas iddianamede, davacı avukatta sanık olarak yer almış, şirket ve kooperatif yetkililerinin kendisine usulsüz ödemeler yaptığı hatta şirket kasasından çekilen paraların aklanması için davacı avukata avukatlık ücreti adı altında ödeme yapıldığı, davacının diğer sanıklarla el ve işbirliği içinde olduğu ve bu suretle Kayseri Ş..F…AŞ’yi zarara uğrattığı iddiası ile dava açılmıştır. İddianamede yer alan sanıklar arasında diğer sözleşmeli avukatlarda yer alıp Kayseri Ş… Fabrikası AŞ tüm sözleşmeli avukatların sözleşmelerini bu arada davacı avukatın sözleşmesini de feshetmiştir. Sözkonusu dava dosyası halen derdesttir. Davalı tarafın azil ve fesih için yaptığı bu savunma ve dosya kapsamındaki delillere göre, davalının büyük ortağı olduğu dava dışı şirketle ilgili davacı avukatın da katıldığı iddia olunan soruşturma konusu eylemler nedeniyle güveninin sarsılarak artık birlikte çalışmak istememesi haklı azil sebebidir. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcuttur. Azil ve feshin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil ve fesih halinde ancak fesih tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil ve fesih, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder.
Dava konusu somut olayda, azil ve feshin haklı sebeple yapılıp yapılmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerekir. Bu hususta devam eden ceza yargılaması bulunmakta olup, ceza mahkemesinde verilecek karar eldeki davayı da doğrudan etkileyecek niteliktedir. Zira hukuk hakimi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilsede, maddi vakıaya ilişkin tesbitle bağlıdır. Bu itibarla davacı avukatın da sanık olarak yargılandığı ceza davası dosyasının sonucu beklenip, ceza mahkemesindeki deliller ve maddi vakıanın ortaya konulmasına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 757.00 TL harcın istek halinde davacı ve davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.