Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/23288 E. 2014/3784 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23288
KARAR NO : 2014/3784
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2012/502-2013/310

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı avukat olduğunu, 2004 yılından beri davalıların vekili olarak görev yaptığını, aralarında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığını, baktığı davaların bir kısmı ile ilgili olarak davalıların karşı taraf ile anlaştıklarını, 4.1.2006 tarihinde “Karşılıklı Borç İkrarı, Takas, Mahsup ve İbra Sözleşmesi “ başlıklı sözleşme imzalayarak bir kısım işlerinin bu sözleşme ile sonlandırıldığını, sulh sözleşmesinde ücretinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı halde ödenmediğini, sulhe konu olmayan işler bakımından ise vekalet ücretinin ödenmediğini bildirerek toplam 75.000 TL asıl alacak 19.047, 95 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 94.047, 95 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın tarafların temyizi üzerine yapılan inceleme sonucu Dairemizin 2011/19295-2012/10112 esas ve karar sayılı bozma ilamı ile” vekalet ücretinin sulh olunan miktarlar üzerinden hesaplanması gerektiği” gerekçesi ile sair hususlar incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile 75.000 TL asıl alacak, 184, 93 TL işlemiş faiz alacağı üzerinden takibin devamına, davacının işlemiş faize ilişkin faiz alacağı talebi ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dosyanın incelenmesinde; Davacının 2004 yılından beri davalıların vekili olduğu, aralarında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığı, davacının takip ettiği dava ve işlerin bir kısmının, davalıların karşı tarafla anlaşarak 4.1.2006 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi ile belirlenen miktarlar üzerinden sonlandırıldığı, bu sulh ve ibra sözleşmesine konu işler nedeniyle Avukatlık Kanunun 164/4 ve 164/son maddesine göre vekalet ücreti alacağı ile, diğer dava ve işler adı altında 30.10.2008 tarihinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 75.000 TL asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı ile toplam olarak 94.047, 95 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için kendi müvekkillerine icra takibi başlattığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde ise, sulh ve ibra sözleşmesine konu işler ile icrada diğer dava ve işler olarak gösterdiği işlere açıklık getirerek dosyaların, esas numaralarını bildirmiştir. Davalı taraf savunmasında; Davacının takip talepnamesindeki isteklerinin açık olmadığını, sonradan bu talebi açıklayarak genişletemeyeceği, sulh ve ibra sözleşmesinin 6.maddesinde, ”Avukatlık Kanunu 165.maddesi gereğince teselsül konusunda tarafların feragat etmiş olup, her vekil ücretini sadece ve sadece kendi müvekkilinden talep edecektir.”şeklinde kararlaştırma yapıldığını, davacı avukatında bu sulh ve ibra sözleşmesine imza atarak katılması nedeniyle bahsedilen sözleşme maddesinin davacı avukatı bağlayacağı ve karşı yan vekalet ücretini kendilerinden talep edemeyeceğini ayrıca 10.000 Dolar kısmi ödeme yaptıklarını, talebin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı alacağının 223.573, 77 TL olduğu, bunun 17.200, 32 TL sinin karşı yan (164/son) vekalet ücreti olduğu belirtilerek taleple bağlı kalmak üzere, takibin 75.000 TL asıl alacak, 184, 93 TL işlemiş faiz alacağı üzerinden devamına, fazla faiz talebi ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı avukatın takip ettiği işlerin bir kısmını kapsar şekilde davalılar ve karşı taraf arasında yapılan 4.1.2006 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi başlıklı sözleşmenin 6.maddesinde ”Avukatlık Kanunu 165.maddesi hükmü gereğince teselsül konusunda taraflar feragat etmiş olup, her vekil ücretini sadece ve sadece kendi müvekkilinden talep edecektir.” yazılıdır. Davacı avukatta bu anlaşmayı imzalamıştır. Avukatlık Kanunun 165.maddesi hükmüne göre, ” İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan veya takipsiz bırakılan işlerden her iki taraf, avukatın ücretinin ödenmesi konusunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmünü içermekte ise de somut olayda davacı avukatında katıldığı sulh ve ibra sözleşmesinin 6.maddesindeki kararlaştırma ile davacı avukat Avukatlık Kanunun 164/son maddesine göre isteyebileceği vekalet ücretini müvekkilinden talep etme hakkından feragat etmiştir. Bu durumda, davacı avukat davalı müvekkilinden 164/son maddesi hükmüne göre karşı yan vekalet ücretini talep edemeyecektir. Davacı imzaladığı sözleşme ile bağlıdır. Mahkemece bu kalem isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karşı yan vekalet ücreti bakımından da davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Davalılar, davacının vekalet ücreti alacağına mahsuben 10.000 Dolar ödeme yaptıklarını savunmuşlar, bu yöndeki savunmalarını yazılı delillerle ispat edememişlerse de delil listelerinde açıkça yemin deliline de dayandıklarından davalılara yemin hakları hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2.,3.bentte açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 329.00 TL harcın istek halinde davalı M.. T.. ile dahili davalı M.. T.. ve T.. T.. İ.. B..’e iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.