Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/23215 E. 2014/414 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23215
KARAR NO : 2014/414
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2012/298-2013/533

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, emlak komisyoncusu olup, davalı ile 17.12.2011 tarihli sözleşme düzenlediklerini, davalının sözleşmede belirtilen üçüncü sıradaki daireyi görüp beğenmesine rağmen, kendisini devre dışı bırakarak taşınmazı mal sahibinden satın aldığını, komisyon ücretini de ödemediğini, alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak sözleşmede sadece kendisine gösterilen iki daireye ait bilgilerin bulunduğunu, üçüncü daireye ait bilgilerin ise davacı tarafından sonradan eklendiğini, söz konusu taşınmazla ilgili davacının herhangi bir aracılığının bulunmadığını savunarak, davanın reddini, %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, “taşınmazın davacı tarafından davalıya gösterildiği, bu nedenle davalının komisyon ücreti ödemekle yükümlü olduğu, 27.06.2010 tarihli Satış Yetkisi ve Tellaliye Sözleşmesi hükümleri gereğince taşınmazı satan P..T. Ç..’ın da davalıyla birlikte sorumlu olduğu, ancak imzası ikrar edilen 30.03.2012 tarihli ibranamede davacının P.. T. Ç..tan 2.500,00 TL aldığı ve 27.06.2010 tarihli Satış Yetkisi ve Tellaliye Sözleşmesi’nden dolayı ve sözleşmeye konu yerin satışıyla ilgili olarak Ş.. T.. ve P.. T… Ç..ı ibra ettiği, bu şekilde davacı tarafından alacağın tahsil edildiği” kabul edilerek, davanın reddine, takibin haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle de takip miktarının %20’si oranındaki kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2013/23215-2014/414
Dava, taşınmaz tellallığı sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında her iki tarafın da imzasını taşıyan 17.12.2011 tarihli yazılı bir telalık sözleşmesi yapıldığı, davalıya gezdirilip gösterilen dairenin, davacı devre dışı bırakılmak suretiyle davalı tarafından tapuda mal sahibinden satın alındığı tüm dosya kapsamıyla anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı, davacıya tellallık ücreti ödemekle yükümlü olup, mahkemenin kabulü de bu yönde olmakla beraber, “davacının, davalı ile birlikte ücret ödemekle yükümlü olan dava dışı satıcıdan ücreti tahsil ederek, ibraname düzenlemiş olması nedeniyle” davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa ki davacı ile davalı arasında 17.12.2011 tarihli, davacı ile dava dışı satıcı arasında ise 27.6.2010 tarihli ayrı ayrı taşınmaz tellallık sözleşmeleri yapılmış olup, gerek davalı alıcının, gerekse dava dışı satıcının davacıya karşı ayrı ayrı sözleşmeden doğan sorumlulukları bulunmaktadır. Dosyada mevcut olan 30.3.2012 tarihli ibranamede ise davacı, dava dışı satıcı ile yapmış olduğu 27.6.2010 tarihli sözleşmeden doğan alacağı nedeniyle satıcıyı ibra ettiğini belirtmiştir. Davacının, iş bu davada ücret talep etmiş olduğu 17.12.2011 tarihli sözleşmeden doğan tellallık ücreti alacağını tahsil ettiğine ve davalı alıcıyı ibra ettiğine ilişkin ise dosyada herhangi bir belge bulunmadığı gibi, tarafların da bu hususta iddia ve savunmaları bulunmamaktadır. O halde, davalının davacıya karşı sorumluluğu devam etmekte olup, mahkemece davalının ödemesi gereken ücret miktarı belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının taraf olmadığı ibranameye dayanılmak suretiyle, “tellallık ücretinin ödendiği ve ibraname verildiğinden bahisle” yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 14.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.