YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22718
KARAR NO : 2014/1320
KARAR TARİHİ : 15.01.2014
MAHKEMESİ : Konya Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2013
NUMARASI : 2013/164-2013/372
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı G.. B.. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, bir adet, A bir adet B ve iki adet C grubu devre mülk için belediyenin teminatına güvenerek davalı şirket ile üç adet sözleşme imzaladığını, sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içerisinde teslim edileceğinin taahhüt edildiğini, davalıların edimlerini yerine getirmediğini, devre mülkün rayiç değeri olan 29200,00 TL yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılardan Belediye, devre mülk satımına ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, aradan 15 sene geçtikten sonra Yargıtay HGK’nun 2010/13-516 esas 2011/6 karar nolu ilamıyla sorumlu tutulduklarını, bunu fırsat bilen diğer davalı G.. Ltd. Şti.’nin sayısı bilinmeyen eski tarihli yeni sözleşmeler akdettiğini, gelişen teknoloji ışığında ‘mürekkep yaş’ yöntemiyle bu tür sözleşmelerdeki imzanın atılış tarihinin tam olarak belirlenebildiğini, şirketten devre mülkü satın alan üye sayısının bilinmediğini, üyelerin iddia edilen tarihte mi yoksa Hukuk Genel Kurulu kararından sonra mı üye yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, bu sahte ödeme belgeleri ve Belediye Başkanının şirket tarafından yetkisiz temsili sonucu büyük oranda zarara uğratıldığını, ödemelerin gerçekleşmediğini, şirketin ticari defterlerini ibraz etmediğini, bugüne kadar sayısı 300’ü geçen ve sadece bir kişinin 238 adet devre mülkü bu şirketten satın aldığının iddia edildiğini, devre mülk inşaatlarının yapı ruhsatlarının iptal edildiğinin hem yerel hem de genel basında defalarca yer aldığını, inşaata çivi çakmanın imkansız hale geldiğini, bu sebeple 1997 yılında edimin İfasının imkansızlığının anlaşıldığını, devre mülkle ilgili ihalenin de feshedildiğini, dönemin belediye başkanı ile meclis üyelerinin bundan dolayı cezalandırıldığını, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/179 esas sayılı dosyası ile belediyenin %20 ortağı olduğu şirketin feshi için dava açıldığını, ayıplı ifa kapsamına giren davalarda 2013/22718-2014/1320
zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle olmadığı takdirde esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile 29200 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karar davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir,
Davacı davalı şirketten 4 adet devremülk satın aldığını, tesliminin imkansız hale gelmesi nedeniyle şirkete ödediği bedelin davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur. Davada delil olarak 15.01.1996 tarihli kombi fligranlı kuşe matbu sözleşme aslı ile davacının uhdesinde bulunan 30.12.1997 tarihli senet aslını ödeme belgesi olarak ibraz etmiştir, Davalı ise dosyaya sunulan belgelerin satış tarihinden sonra düzenlendiğini, ödemelerin belediye kasasına girmemesi nedeniyle mübrez belgeler üzerindeki imza, yazı ve rakamların mürekkep yaş (yazı yaşı tespiti) yöntemiyle düzenleniş tarihinin belirlenmesi gerektiğini talep etmiştir. Mahkemece dava kabul edilmiş ise de davalı tarafın edimini yerine getirmediğinin kesin olarak anlaşılmasına göre davacının satış parasını satıcıya ödediğini yasal delillerle ispat etmesi gerekir.Bu nedenle sözleşme ve ödeme belgelerinin asıllarının ibraz edilmesi için davacıya imkan verilmeli, bundan sonra davalı belediyenin sahtecilik savunması doğrultusunda bir araştırma yapılması gerekir. Öyleyse davalının bu savunması üzerine durulmalı ve davalı şirketin ticari defter ve belgeleri ile doğrulanmayan sözleşme ve ödeme belgeleri üzerinde davalının az yukarıda ileri sürdüğü hususlarda mürekkebin ve yazının özelliğine, silinti ve kazıntıya, belgeler üzerinde yer alan kaşe, mühür, pul gibi ilişik materyallerin içerik ve parlaklığına, bilgisayar yazı teknolojisine varıncaya kadar inceleme yaptırılmalıdır. Bunun için dosyanın diğer seri dosyalarla birlikte İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü ile gerektiğinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek uzman bilirkişi heyetinden, taraf ve yargı denetimine uygun rapor alınmalıdır. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek, belgelerin sıhhati ispatlanmış gibi davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının temyiz eden yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.