Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/22703 E. 2014/11189 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22703
KARAR NO : 2014/11189
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Konya Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2013
NUMARASI : 2013/84-2013/353

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın Kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Gazipaşa Belediyesi avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, 1 adet A grubu devre mülkü satın aldığını, sözleşmedeki edimini yerine getirmesine rağmen davalıların satış sözleşmesinde yazılı bulunan yükümlülükleri yerine getirmediklerini ileri sürerek, kullanım bedeli olarak 8400 ABD dolarının karşılığı şimdilik 2850,00 TL, devremülk hakkı için ödenen 499,90 TL, cezai şart bedeli olarak 499,90 TL ve devremülkün değeri için 2500,00 TL olmak üzere toplam 6349,80 TL.nin tahsiline karar verilmesini istemiş, 25.06.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle devremülkün değeri yönünden talebini ıslah ederek talebini 7.500,00 TL.ne yükseltmiştir.
Davalı, zamanaşımı definde bulunarak yapı ruhsatının 1997 de iptal edildiğini devre mülk inşaatlarına çivi çakmanın imkansız hale geldiğini, inşaatlara mühür vurulduğunu, edimin ifasının imkansızlığının bu tarih olduğunu, devre mülkle ilgili ihalenin feshedildiğini, 1998/179 Esas sayılı dosyası ile belediyenin %20 ortağı olduğu şirketin feshi için dava açıldığını, edimin ifa edilemeyeceğinin hem yerel hem de genel basında defalarca yer aldığını ayıplı ifa kapsamında değerlendirilerek zamanaşımının 5 yıl olduğunu, aradan 15 sene geçtikten sonra davalı şirket tarafından sahte sözleşmeler hazırlandığını, şirketin dava dosyasına her hangi bir belge, bilgi ibraz etmediğini, bugüne kadar sayısı 300’ü geçen ve sadece bir kişinin 238 adet devre mülk aldığının iddia edildiğinin, zamanaşımı olmadığı takdirde davanın belediye başkanlığı açısından husumetten reddi gerektiğini, YHGK’nun 2010/13-516 Esas 2011/6 Karar Nolu ilamının naylon sözleşmelere dayanarak açılan davalar sonucu davalı şirketin sevindirildiğini, 20.000 nüfuslu küçük bir ilçe olan Gazipaşa Belediye başkanının yetkisiz temsili sonucu büyük oranda zarara uğratıldığını, dönemin belediye başkanının meclis üyelerinin bu faaliyetleri nedeniyle cezalandırıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın 7500 TL alacağın dava tarihinden itibaren en yüksek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerinin reddine karar verilmiş olup hüküm davalı belediye tarafından temyiz ed,ilmiştir.
1-Davacı delil olarak 15.10.1997 tarihli kombi antetli devre mülk satış sözleşmesi ile bilgisayar çıktılı taahhütname ve ödeme belgelerinin fotokopisine dayanmıştır. Davalı ise YHGK’nun 2010/13-516 E. 2011/6 K. nolu ilamının naylon sözleşmeler düzenlenmesine aracı kılınarak dava kazanılmasının kötüye kullanıldığını, satış tarihinden sonra düzenlenmiş sözleşmeler olabileceğini, ödemelerin belediye kasasına girmemesi nedeniyle tüm belgeler üzerindeki imza, yazı ve rakamların mürekkep yaş (yazı yaşı tespiti) yöntemiyle düzenleniş tarihinin belirlenmesi gerektiğini talep etmiştir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş ise de davacının satış parasını satıcıya ödediğini yasal delillerle ispat etmesi halinde talep hakkı kazanabilir. Davacının ibraz ettiği sözleşmede belediye adına atılan imzanın temsilci sıfatıyla şirket yetkilisi tarafından atılmasının hukuken bağlayıcılığı yoktur. Sözleşmenin bu haliyle her zaman düzenlenmesi imkan dahilindedir. Çünkü sözleşme ve ödeme belgeleri davalı şirketin ticari defter ve belgeleri ile de doğrulanmamıştır. Bu nedenle davacının sözleşme ve ödeme belgelerinin asıllarını ibraz etmesi sağlandıktan sonra davalı belediyenin sahtecilik savunması doğrultusunda bir araştırma yapılması gerekir. İbraz edilemediğinde ise davanın reddine karar verilmelidir. Fotokopi belgelere dayanılarak hüküm verilemez. Öyleyse belgeler ibraz edildiğinde savunma doğrultusunda sözleşmede kullanılan bilgisayar yazı stili ve kullanılan fontun sözleşme tarihinde kullanımda olup olmadığı, belgelerdeki kaşe, mühür, pul gibi ilişik materyallerin içeriğine ve bilgisayar yazı teknolojisine varıncaya kadar bir bilgisayar mühendisine inceleme yaptırılarak karar verilmelidir. Bunun için gerektiğinde dosyanın diğer seri dosyalarla birlikte İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’ne gönderilip uzman bilirkişiden taraf ve yargı denetimine uygun rapor alınmalıdır. Hal böyle olunca mahkeme kararının bu nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 134.00 TL harcın istek halinde iadesine, 10.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.