Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/22383 E. 2014/320 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22383
KARAR NO : 2014/320
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Turhal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2013
NUMARASI : 2012/544-2013/140

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalıların miras bırakanı olan İ. K..’un bankadan aldığı krediye kefil olduğunu, borçlu miras bırakanın borcunu ödememesi nedeni ile icra takibi başlatıldığını ve borcu alacaklı bankaya kendisinin ödediğini, rücuen alacağın tahsili için başlattığı icra takibine ise davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline takibin devamına, borçlunun %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı F.. K..; borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı A.. K.. cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanlarında; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi hukuka dayanan savunma vasıtaları itirazlar ve def’iler olarak ikiye ayrılmakta olup, itirazlar; bir hakkın doğumuna engel olan veya o hakkı sona erdiren vakalar olup, hakim tarafından re’sen gözetilebilmektedir. Def’iler ise; davalının borçlu olduğu edimi özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren bir hak olup, taraflarca ileri sürülmedikçe hakim tarafından re’sen gözetilmesi mümkün bulunmamaktadır. HMK 25. maddesi gereğince de Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz 2013/22383-2014/320
ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
Zamanaşımı ise, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği’ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması bir defi olup, ileri sürüldüğünde, şartları gerçekleşmişse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir. Eldeki davada davalılarca zamanaşımı savunması ileri sürülmediğinden mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.