Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/22046 E. 2014/6789 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22046
KARAR NO : 2014/6789
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2010/364-2013/258

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, Enez Vakıflar Köyü sınırlarında içerisinde bulunan alanın, 6831 sayılı yasanın 17. maddesine göre Orman Genel Müdürlüğü tarafından 49 yıllık intifa hakkının davalıya tahsis edildiğini, davalının taşınmazın bir bölümününü kendisine devretmesi nedeniyle intifa hakkı sahibi olduğunu, bu alanda inşa ettiği yazlık evi kullanmaya başladığını, dava dışı Orman İdaresinin intifa hakkına ilişkin sözleşmeyi iptal etmesi ile birlikte kendisinin de söz konusu yeri kullanmaktan men edildiğini, Enez Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/7 E. 2006/112 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda orman arazisinde bulunduğu gerekçesiyle yazlık evinin müsaderesine karar verildiğini, davalıya karşı taahhütlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, kullanamadığı yazlık evinin rayiç değeri üzerinden zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 YTL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının söz konusu yerde mülkiyet hakkının bulunmadığını, dava dışı Orman İdaresi tarafından Belediyeye yapılan tahsisin iptal edilmesi üzerine Edirne İdare Mahkemesinde açmış oldukları davanın, Orman İdaresi lehine sonuçlanarak “tahsisin iptali” işleminin kesinleştiğini, olayda Belediyenin kusuru olmadığından davacıya karşı herhangi bir sorumlulukları da bulunmadığını, kaldı ki tahsisin iptalinden sonra söz konusu yerin, dava dışı Orman İdaresince yapılan ihale sonucunda davacının da ortak olduğu 2013/22046 2014/6789
Bir şirkete kiralanması ve davacının halen bu yeri kiracı sıfatı ile kullanmakta olması nedeniyle herhangi bir zararının da söz konusu olmadığını savunarak davanın gerek husumet gerekse esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, Dairemizin 2009/6063 esas 2007/466 karar sayılı bozma ilamına uyulmuş, alanın bilirkişi raporu doğrultusunda davacının inşa ettiği evin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin 28.868.83 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Davacı, eldeki davada inşa ettiği evin dava tarihi itibariyle rayiç değeri talep etmiştir. Mahkemece, davacının inşa ettiği evin, dava tarihi itibariyle rayiç değeri olan 40.000,00 YTL üzerinden zarara uğradığı benimsenmek suretiyle, davanın kabulüne, 20.000,00 YTL tazminatın tahsiline karar verilmiş, bu karar davalının temyizi üzerine Dairemizin 2009/6063 esas 2007/466 karar sayılı ilamı ile 19.10.2009 tarihinde “…somut olayda davacı, su basman seviyesinde iken davalıdan intifa hakkını alarak tamamladığı binanın ancak yapıldığı tarih itibariyle serbest piyasa fiyatlarına göre malzeme ve işçilik bedelleri dahil olmak üzere tüm yapım masraflarının ödetilmesini talep edebileceğinden, mahkemenin geçerli olması halinde dahi “yap işlet, devret” şeklindeki niteliği itibariyle mülkiyet hakkı doğurmayan geçersiz sözleşmeye dayanarak, “yapılan binanın dava tarihindeki rayiç değerinin ödetilmesi” gerektiğine ilişkin kabulünde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece davacı tarafından tamamlanan binanın, yapıldığı tarih itibariyle serbest piyasa fiyatlarına göre malzeme ve işçilik bedelleri dahil olmak üzere tüm yapım masrafları, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenerek, belirlenecek bu miktarın ödetilmesine karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle davalı yararına bozulmuş olup mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar vermiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, dava konusu binanın toplam maliyetinin 20.011.450.00 TL (Eski TL) olduğu ve bu maliyetin 2006 yılı itibariyle TÜFE verilerine göre güncellenmiş halinin 28.868.83 TL olduğu bildirmiş olup mahkeme, bu miktar üzerinden davanın kabulüne vermiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına kararı verdiğine göre bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Bu husus taraflar yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Mahkemece, dava konusu binanın, yapıldığı tarih itibariyle serbest piyasa fiyatlarına göre malzeme ve işçilik bedelleri dahil olmak üzere tüm yapım masrafları bilirkişi marifetiyle belirlenerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken usulü kazanılmış hak ilkesi göz ardı edilerek binanın yapım tarihindeki toplam maliyetinin 2006 yılı için TÜFE endeksine göre güncellenmiş değeri üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.