Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/22045 E. 2014/2337 K. 29.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22045
KARAR NO : 2014/2337
KARAR TARİHİ : 29.01.2014

MAHKEMESİ : Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2013
NUMARASI : 2013/32-2013/46

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Ziraat Bankası Tarımsal Kredi Sözleşmesine kefil olması sebebi ile davalılar hakkında icra takibi başlattığını, davalıların hiçbir ödeme belgesine dayanmadan takibe haksız yere itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, takip sebebi davacının asıl borçlu M.. Y..’a olan kefaletinden kaynaklandığını, kendilerinin de davacı gibi kefil konumunda olmaları sebebi ile borcun tamamından değil, asıl borçlunun davacıya ödediği miktar düşüldükten sonra kalan miktarın kefil sayısına bölünmesi sonucu bulunan 250’şer TL dan sorumlu olduklarını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Dairemizin 29.01.2013 tarih ve 2012/29934 Esas, 2013/1800 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece M..Y..’ın asıl borçlu, borcun 3.609,29 TL olduğu, davacının da davalılar gibi kefil olduğu, bu kefaletinden dolayı ödediği 3.609,29 TL nın rücuen tahsili için icra takibi başlattığı, tarımsal kredi sözleşmesinde davacıyla birlikte 4 adet müşterek borçlu ve müteselsil kefil bulunmakta olup, kefillerin ödedikleri miktarı birbirlerine rücu ederken her birinden ödediği miktarın ¼ ‘ini isteyebileceği, davacının, başlattığı icra takibinde kefillere hisseleri oranında rücu etmeyip borcun tamamı için takip başlatmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre bozmanın gerekleri yerine getirilmelidir. Aksinin kabulü karşı taraf lehine oluşan usulü kazanılmış hak ilkesini zedeler. Davaya konu icra takibinde tarımsal kredi sözleşmesinin asıl borçlusuna da takip yapılmış ve bu kişi bir kısım ödemeler yaptığını, sonuç olarak davacıya 1.000,00 TL borcu kaldığını beyan ederek takibe itiraz etmiştir. Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada asıl borçlunun beyanı alınmış, ancak davacı bu beyanın yazılı bir belgeye dayanmadığını ileri sürerek asıl borçlunun beyanına karşı çıkmıştır. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle asıl borçlunun ödeme yapıp yapmadığının kapsamlı bir şekilde araştırılarak, ödeme yaptığı bir miktar olup olmadığının somut deliller ışığında irdelenmesi gerekirken, asıl borçlunun beyanı ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Gölpazarı Ziraat Bankası Tarımsal Kredi Sözleşmesinde; asıl borçlunun M.. Y.. davacı ve davalılar ile dava dışı A..Y.. isimli şahsın ise müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları görülmektedir. Sözleşmede davacı ile birlikte 4 adet müşterek borçlu müteselsil kefil bulunduğuna göre, kefiller asıl borçlu adına ödemiş oldukları miktarlar için birbirlerine rücu ederlerken tüm ödenen parayı değil, her birinden ödediği miktarın 1/4’ini isteyebilirler. Hal böyle olunca mahkemece, davalı kefillerin sorumlu oldukları miktarların ayrı ayrı belirlenerek sonucuna uygun bir karar karar verilmesi gerekirken; davacının, başlattığı icra takibinde kefillere hisseleri oranında rücu etmeyip borcun tamamı için takip başlatmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.