Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/21669 E. 2014/1271 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21669
KARAR NO : 2014/1271
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2009/574-2012/837

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı R.. S.. ile yapılan tüketici kredi sözleşmesine diğer davalıların kefil olarak katıldıklarını, asıl borçlunun yapılan ihtara rağmen kredi borcunu ödemediğini ileri sürerek kredi borcu nedeniyle doğan 45.080,34 TL alacağın 05.10.2009 tarihinden itibaren % 106,08 faiz oranı üzerinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı R.. savunmasında, dava konusu krediyle bir ilgisinin olmadığını, davalı C..’in yanında işçi olarak çalıştığını,ancak böyle bir sözleşme imzalamadığını ve kredi kullanmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı N.. savunmasında,dava konusu sözleşmeyi imzalamadığını ve bir ilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalılar yapılan tebligata rağmen duruşmalara katılmamış ve cevap vermemişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı banka, davalı R.. S.. tarafından kullanılan ve diğer davalıların kefil olarak imzaladığı Tüketici kredisine konu borcun ödenmemesi nedeniyle doğan alacağın davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur. Mahkemece tüketici kredisi sözleşmesinde asıl borçluya atfen atılan imzanın bu davalıya ait olmaması nedeniyle davalının itirazları yerinde görülerek davanın reddine karar verilmiştir.
Eldeki davaya konu dosya ve emsal nitelikteki davacı tarafından açılan dava dosyalarında ; davacı banka tarafından kullandırılan kredilere ilişkin olarak kredinin kullanıldığı banka şubesinin müdürü ve diğer banka çalışanlarının, usulsüz olarak kullandırılan kredilerin geri ödenmemesine rağmen ödenmiş gibi belge düzenledikleri, dava dışı şahıslarla el ve fikir birliği içinde bankayı zarara uğratıcı işlemler yaptıkları ve bu hususlarda açılan ceza davasında mahkum oldukları, ceza davası kapsamı ile, açılan ipoteğin yeniden konulmasına ilişkin davalarda verilen kararlar ile sabit olduğu davacı banka tarafından iddia edilmiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda da, borç bakiyesinin sıfırlandığı ancak tüketici kredisinin usulsüz bir şekilde kapatıldığı belirtilmiştir. Dosya arasında bulunan ceza mahkemesi kararı ile ipotekle ilgili açılıp görülen davalarda verilen kararlarda, davacı bankanın şube müdürü ile müdür yardımcısının dava dışı şahıslarla menfaat ilişkisine girerek banka hesaplarını boşalttıkları, usulsüz krediler verdikleri, bu hususların açığa çıkmasını önlemek için evraklarda sahtecilik yaptıkları, krediler geri ödenmediği halde gerçeğe aykırı olarak ödeme dekontları ve belgeler düzenledikleri, zimmetlerine para geçirdiklerinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2006/320 esas, 2009/201 karar sayılı dosyasına sunulan, kararın dayanağı olan bilirkişi raporu içeriğine göre de, sanıklardan N.. K..un Ziraat Bankası Sirkeci Şube müdürü, sanık M.. G..nün Sirkeci şubesi müdür yardımcısı olarak görev yaptığı, sanıklardan H.. R.. D..’in aracı olarak temin edip getirdiği, kredi almaya şirket olarak yetkili olmayan ve kredi şartlarını taşımayan ve bu nedenle bu engeli aşmak için şirkette çalışan işçileri adına, işçilerin haberi olmadan kredi talep eden … Otomotiv Ltd.Şti. sahibi C.. Ö.. ve M..T..l’ a, Gebzede bulunan .. Otomotiv Tic.A.Ş.’nin ortaklarına ve başkaca şirket ve gerçek kişilere, bir kısmını gerçek şirket işçileri olan kişilerin sahte imzaları ile kredi açıldığı, kredi alan kişilerin bankaya gelmediği, imzaların temin edilerek getirildiği, kredi borcunun geri ödenmemesi üzerine usulsüz şekilde borcun kapatıldığı belirtilerek sanıklar Hacı R.. D.. N.. K.. ve M..t G…nün nitelikli zimmet suçu nedeni ile cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın dayanağı olan
bilirkişi raporlarında banka yöneticisi olan sanıkların usulüne uygun olmayan tarzda kredi kullandırdıkları, kredilerin bir kısmının ödenmemesi nedeni ile hayali isimler adına açılan hesaplara fîktif faiz tahakkuku yapılarak elde edilen kaynağın banka zararını oluşturduğu, işlemler sırasında sahte kimlikler, sahte imzalar kullanıldığı belirtilmiştir. Mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da dava konusu alacağın dayanağı olan sözleşmelerin, davacı banka personelinin dava dışı firma ve şahıslara usulsüz bireysel krediler kullandırılması amacı ile düzenlenen sözleşmeler olduğunu, davacı banka tarafından dava dışı şirket ya da firmalara usulsüz kredi kullandırılması sırasında davalıların isimlerinin yer aldığı sözleşmeler ile kasa tediye fişlerinin düzenlendiği belirtilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalara konu olayların gelişimi dikkate alındığında dava konusu kredi sözleşmesinin davalı firma tarafından kullanıldığı, kredi alınmasındaki asıl amacın davalı firmaya finansman sağlanması olduğu, firmanın da kefil sıfatıyla şahsi ve ayni teminat verdiği, sonuçta kredinin geri ödenmediği anlaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalar, dava dosyası ve emsal dava dosyaları içeriğinden davalı … Oto Ltd. Şti. firmasının kendisine finansman yaratma amacıyla çalışanlarına kredi kullandırıp parayı kendisinin tahsil ettiği ve geri ödemediği, kredi ilişkisinin asıl tarafı olduğunun anlaşılmasına rağmen, davalı firma hakkında da davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle kararın davalı firma yönünden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.