Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/20640 E. 2014/6001 K. 05.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20640
KARAR NO : 2014/6001
KARAR TARİHİ : 05.03.2014

MAHKEMESİ : Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2013
NUMARASI : 2011/570-2013/280

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, 06.08.2010 tarihli müşteri tanıtım formu ve sözleşmesini imzalayan davalı alıcıya satılık evler gösterdiklerini, alıcı davalının kendisini devre dışı bırakarak 17.08.2010 tarihinde tapudan taşınmazı satın aldırdığını, aralarındaki sözleşmeye göre davalı veya yakınının kendisini devre dışı bıraktığı takdirde sözleşmede yazılı bedelin %3+KDV komisyon bedelinin yanında ek olarak %3 ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ancak ödeme yapmaması üzerine 12.000.00.TL + 1.080.00.TL %18 KDV olmak üzere icra takibi yaptığını, davalının 2.000.00.TL ödeyerek takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.800.00.TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece, davalının sözleşmeden cayması ve hem ifa hemde ifaya ekli cezai şartın birlikte istenemeyeceği gerekçesi ile cezai şartan %20 tenkiste yapılarak 4.800.00.TL cezai şart alacağının olduğu ve ödenen 2.000.00.TL bedelinde düşülmesi ile bakiye 2.800.00.TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş ise de; Taraflar arasında Borçlar Kanununun 404. maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış olan 06.08.2010 tarihli komisyon akdi gereğince, davalı tarafından taşınmazın sözleşmede yazılı satış bedelinin %3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, davacı komisyoncuyu devre dışı bırakarak taşınmazı yakını olan babası adına satın almış olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin %3’ü + KDV oranında tellallık ücretinin, davalı alıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğunda duraksama olmamalıdır. Bunun dışında satış bedelinin geri kalan %3’si oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gereklidir. Davalı tacir olmadığından, BK.nun 161/son maddesi gereğince cezai şartın fahiş olması halinde ise tenkisi gereklidir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmelidir. Dava konusu olayda, tüm bu olgular dikkate alındığında, cezai şartın fahiş olduğunun kabulü gerekir. O halde, davacı komisyoncuyu devre dışı bırakarak taşınmazın satın alınması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin %3’ü + KDV oranındaki tellallık ücretinin yanında geri kalan %3 oranındaki cezai şarttan da BK’.nun 161/son maddesi gereğince indirim yapılarak ve icrada ödenen toplam miktarda dikkate alınarak davalının sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece az yukarıda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Birinci açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 5.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.