Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/19520 E. 2014/1319 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19520
KARAR NO : 2014/1319
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ : Konya Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2013/1-2013/153

Taraflar arasındaki eda davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı G.. B.. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 2 adet A, 2 adet C grubu devre mülkü satın aldığını, sözleşmedeki edimini yerine getirmesine rağmen davalıların satış sözleşmesinde yazılı bulunan yükümlülükleri yerine getirmediklerini ileri sürerek rayiç değer üzerinden 29400TL.nin yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Belediye, devre mülk satımına ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, aradan 15 sene geçtikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 2010/13-516 esas 2011/6 karar nolu ilamıyla sorumlu tutulduklarını, bunu fırsat bilen diğer davalı … Ltd. Şti.’nin sayısı bilinmeyen eski tarihli yeni sözleşmeler akdettiğini, gelişen teknoloji ışığında ‘mürekkep yaş’ yöntemiyle bu tür sözleşmelerdeki imzanın atılış tarihinin tam olarak belirlenebildiğini, şirketten devre mülk satın alan üye sayısının bilinmediğini, üyelerin iddia edilen tarihte mi yoksa HGK kararından sonra mı üye . yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, bu sahte ödeme belgeleri ve o dönem Belediye Başkanının şirket tarafından yetkisiz temsili sonucu büyük oranda zarara uğratıldığını, ödemelerin gerçekleşmediğini, şirketin ticari defterlerini ibraz etmediğini, bugüne kadar sayısı 300’ü geçen ve sadece bir kişinin 238 adet devre mülkü bu şirketten satın aldığının iddia edildiğini, devre mülk inşaatlarının yapı ruhsatlarının iptal edildiğinin hem yerel hem de genel basında defalarca yer aldığını, inşaata çivi çakmanın imkansız hale geldiğini, bu sebeple 1997 yılında edimin 2013/19520 2014/1319
İfasının imkansızlığının anlaşıldığını, devre mülkle ilgili ihalenin de feshedildiğini, Başkan ile meclis üyelerinin bundan dolayı cezalandırıldığını, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/179 esas sayılı dosyası ile belediyenin %20 ortağı olduğu davalı şirketin feshi için dava açıldığını, ayıplı ifa kapsamına giren davalarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle olmadığı takdirde esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 29400 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline,dair verilen karar davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava devre mülk satışı nedeniyle meydana gelen zararın tazminine yöneliktir. Davacı delil olarak 30.12.1997 ve 11.01.1997 tarihli kuşe kağıda basılı, kombi antetli matbu ve 03.09.1997 tarihli printer çıktılı devre mülk satış sözleşmeleri ile yine bilgisayar çıktılı taahhütname ve ödeme belgelerine dayanmıştır. Davalı ise YHGK’nun 2010/13-516 E. 2011/6 K. nolu ilamının naylon sözleşmeler düzenlenmesine aracı kılınarak dava kazanılmasının kötüye kullanıldığını, satış tarihinden sonra düzenlenmiş sözleşmeler olabileceğini, ödemelerin belediye kasasına girmemesi nedeniyle tüm belgeler üzerindeki imza, yazı ve rakamların mürekkep yaş (yazı yaşı tespiti) yöntemiyle düzenleniş tarihinin belirlenmesi gerektiğini talep etmiştir. Mahkemece dava kabul edilmiş ise de davacının satış parasını satıcıya ödediğini yasal delillerle ispat etmesi halinde talep hakkı kazanabilir. Davacının ibraz ettiği bilgisayarda düzenlenmiş sözleşmede belediye adına atılan imzanın temsilci sıfatıyla şirket yetkilisi tarafından atılmasının hukuken bağlayıcılığı yoktur. Diğer sözleşmelerde ise emsallerine göre imzalar yanında şirket kaşeleri bulunmamaktadır. Makbuzların ise veriliş tarihine göre sıra numarasında uygun teselsül yoktur. Senetlerde yine o tarihlerde düzenlenen emsallerine göre bulunan damga pulu da bulunmamaktadır. Belgelerin bu haliyle her zaman düzenlenmesi imkan dahilindedir. Sözleşme ve ödeme belgelerini doğruluğu davalı şirketin ticari defter ve belgeleri ile de doğrulanamamıştır. Bu nedenle davalı belediyenin sahtecilik savunması üzerinde durularak sözleşmede kullanılan bilgisayar yazı stili ve kullanılan fontun sözleşme tarihinde kullanımda olup olmadığı, belgelerdeki kaşe, mühür, pul gibi ilişik materyallerin içeriğine ve bilgisayar yazı teknolojisine varıncaya kadar bir bilgisayar mühendisine inceleme yaptırılarak karar verilmelidir. Bunun için gerektiğinde dosyanın diğer seri dosyalarla birlikte İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’ne gönderilip uzman bilirkişiden taraf ve yargı denetimine uygun rapor alınmadan karar verilmesi usul ve 2013/19520 2014/1319
yasaya aykırı olup bozmayı gerekir.
2-Temyiz nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının temyiz eden yararına BOZULMASINA, 2. bende göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.