Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/19009 E. 2014/1942 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19009
KARAR NO : 2014/1942
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2012
NUMARASI : 2010/214-2012/65

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 07.08.2008 tarihli protokol yaptıklarını,bu protokole göre kendi üzerine düşen edimi yerine getirmesine rağmen, davalının protokolde belirlenen edimlerini yerine getirmediğini,bu nedenle protokolün 6. maddesinde belirlenen 80.000 TL tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürerek; 80.000 TL’nin protokolde belirlenen 18 aylık sürenin hitamı olan 07.02.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacıdan satın aldığı taşınmazın ipoteğinin kaldırılacağı ve kiracının tahliye edileceğine dair taahhüt bulunmasına rağmen ipoteğin kaldırılmadığını, davalının taşınmazda kiracı olarak oturan kiracının verdiği senedi ciro ederek kendisine verdiğini ancak tahsil edemediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile 80.000 TL’nin 07.02.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, taraflar arasında yapılan protokole dayalı olarak davalının protokolde belirlenen edimini yerine getirmediğini ileri sürmüş ve protokolün 6. maddesinde kararlaştırılan tazminatın tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı ise savunmasında dava konusu protokole göre kendisine verilen 25.000 TL bedelli senedin tahsil edilemediğini savunmuştur. Taraflar arasında yapılan 07.08.2008 tarihli “ protokol” başlıklı sözleşmede; davacı tarafından davalıya 25.000 TL bedelli senet verildiği,davalı tarafından takip masrafı karşılanarak tahsil edilecek senet
bedelinin yarısının davalıya, yarısınında davacıya ait olacağının düzenlendiği, sözleşmenin devamında ise,davacının mülkiyetinde olan taşınmazın üzerindeki ipotekle birlikte davalıya devredileceği, buna karşılık davalı tarafından İsmet paşa mah. Bağ sokakta bulunan arsa üzerine 18 aylık süre içinde yapacağı inşaattan 120 m2 büyüklüğünde bir daire vermeyi taahhüt ettiği,bu dairenin 18 ay içinde davalı tarafından bitirilerek davacıya tapusunun verilmemesi halinde davalının faizler dahil 80.000 TL’yi davacıya ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamı itibariyle davacının sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde 25.000 TL bedelli senedi davalıya verdiği ve kendisi adına kayıtlı olan 29 nolu taşınmazını 07.08.2008 tarihinde tapu devri yapmak suretiyle davalı adına tescilini sağladığı,buna karşılık davalının taahhüt edilen süre içinde sözleşmede belirlenen dairenin inşasını tamamlayarak davalıya teslim etmediği anlaşılmakta olup,bu husus davalınında kabulündedir. Davalının sözleşmede belirlenen edimini yerine getirmediği dosya kapsamı itibariyle sabit olduğuna göre, davacının sözleşmenin 6. maddesine uyarınca ödenmesi gereken tazminatı talep edebileceğinin kabulü gerekir. Nitekim mahkemeninde kabulü bu yönde olmakla birlikte, sözleşmeye göre yarı bedeli davalıya ait olmak üzere davacı tarafından ciro edilerek davalıya teslim edilen senedin davalı tarafından tahsil edilemediği anlaşılmaktadır. Sözleşmede senedin tahsil edilerek bedelinin taraflarca paylaşılacağına dair yapılan düzenleme itibariyle tarafların senetteki riski paylaştıkları gözetilerek, mahkemece tahsil edilemeyen senedin yarı bedelinin hükmedilen bedelden mahsubu ile bakiye miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sözleşmenin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ;Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.