Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/17997 E. 2014/1969 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17997
KARAR NO : 2014/1969
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2012
NUMARASI : 2009/205-2012/177

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı kardeşi K.. Y..’un kimliğini kullanarak davalı bankadan kredi çektiğini, kredi bedelini bankaya geri ödemeyince hakkında takip yapıldığını, takipten haberi olmadığını ileri sürerek icra dosyasına borçlu olmadığının tespitine ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesi istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 2008/1034 sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı davalı bankaya tüketici kredisinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş taraflar arasında arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde tüketici ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi müstakil Tüketici Mahkemesi olmaması durumunda ara kararıyla Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken yazılı şekilde esas hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bentte belirtilen nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.