Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/17705 E. 2014/7225 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17705
KARAR NO : 2014/7225
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2012/1038-2013/183

Taraflar arasındaki tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Hasan Atalay Gök’ün geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile arasında düzenlenen 30.01.2008 tarihli satış sözleşmesi uyarınca İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Zeytinlik Mahallesi, 59 ada 61 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan Ataköy Konakları’ndan B2-1 Blok, ikinci kat 6 nolu bağımsız bölümü KDV dahil 1.127.716,84 TL bedelle satın aldığını, dairenin tapusunun 14.02.2008 tarihinde devredildiğini, 2008 yılı Şubat ayında da dairenin teslim edildiğini, davalının sözleşmeye ve projeye uymayarak okul ve küçük bir AVM yapılması planlanan yere devasa bir AVM inşa ettiğini, dairenin AVM nedeniyle önünün kapanmasından dolayı asgari % 35 değer kaybettiğini, davalı yetkililerinin şifahi olarak zararın karşılanacağını bildirdikleri halde tazmin etmediklerini ileri sürerek, satın alınan dairede oluşan değer kaybından dolayı her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 101.494,52-TL’ye çıkartmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, % 9 değer kaybı bulunduğu kabul edilerek, davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden, 91.494,52-TL’nin ıslah tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı şirketten satın alınan dairenin bulunduğu sitede sözleşme ekinde bulunan projede taahhüt edildiğinin aksine okul ve küçük bir alışveriş merkezi yapılması planlanan alana olması gerekenden daha büyük bir AVM yapılması nedeniyle yeşil 2013/17705-2014/7225
alanın ortadan kalktığı, dairenin önünün tamamen kapandığı gerekçesiyle satış bedelinin indirilmesi talebine ilişkindir.
Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870).Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin bulunduğu sitede sözleşme eki projede taahhüt edilen okul ve AVM’nin yapılmış olması durumundaki rayiç değeri ile (ayıpsız değer), halihazırda yapılmış olan AVM nedeniyle dairenin önünün tamamen kapanıp, olması gereken yeşil alanın bulunmaması nedeniyle rayiç değeri (ayıplı değer) ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli ve davacı talebi ile kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde davacının zarar göreceği bir oran taktir edilerek satış bedelinden indirim yapılmak suretiyle karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 1.733.925 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.