Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/17385 E. 2014/214 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17385
KARAR NO : 2014/214
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2010/208-2012/673

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 26/08/2008 tarihinde Muhtelif Hidrometrik E.. A.. işinin ihalesinin açık artırma usulü ile yapıldığını, söz konusu 9 kalem işten A-7012 sipariş numaralı 6.grup Muline (hız ölçer) işinin ihalesinin davalı .. .. Elektro-Mekanik İnş.Taah.Gıda San.Tic.Paz. A.Ş’in uhdesinde kaldığını, firma ile 16/03/2009 tarihinde 172.250 TL bedelli sözleşmenin imzalandığını, mezkur işe ait teslim süresinin 90 gün olduğunu, bu sürenin 27/03/2009 tarihinde başladığını ve 25/06/2009 tarihinde sona erdiğini, davalının bu süre zarfında hiçbir teslimatta bulunmadığını, yazılı müracaatı üzerine 40 gün cezalı ek süre verildiğini, daha sonra ihale konusu malzemelerin davacı idareye teslim edildiğini, teslim edilen malzemelerin teknik şartnamenin 4.6.3.2 ve 4.6.7.2 maddelerine uygun bulunmadığından 01/12/2009 tarih ve 935-6573 sayılı yazı ile firmaya uygun görülmeyen malzemelerin alınması, yazının tebliğinden itibaren 90 gün içerisinde ve son kez uygun malzemeyi teslim etme hakları olduğu konusunda uyarıldığını, bu süre içerisinde teslim edilmez ise yasa hükümlerinin uygulanacağının bildirildiğini, bu yazının 07/12/2009 tarihinde davalı firmaya tebliğ edilmiş olmasına rağmen ihale konusu malzemelerin süresi içerisinde teslim edilmediğini, yüklenicinin taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle 11/03/2010 tarihinde, sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek, teslim müddeti sonu olan 25/06/2009 tarihi ile malzemenin teslim edildiği tarih arasında geçen 53 gün ve 01/12/2009 tarihli yazının firmaya tebliğ tarihi olan 07/12/2009 tarihi ile sözleşmenin fesih tarihi olan 07/12/2009 tarihine kadar olan 12.660,38 TL gecikme cezası ve 704,96 TL kesin teminat ile güncelleştirilmiş tutar arasındaki farkın fesih tarihi olan 11/03/2010 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2.maddesinde öngörülen avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, toplam 147 günlük gecikmeden dolayı 12.660,38 TL gecikme cezası ve güncellenen kesin teminat farkı olarak 704,96 TL den davalının sorumlu olduğundan bahis ile toplam 13.365,34 TL.nin 2013/17385-2014/214
tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Borçlar Kanununun 158. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Anılan maddenin 1.fıkrasında seçimlik cezai şart, 2.fıkrasında ise ifaya eklenen cezai şart düzenlenmiştir. Seçimlik cezai şartın düzenlendiği Borçlar Kanununun 158.maddesinin 1.fıkrasında, “ Akdin icra edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde tediye edilmek üzere cezai şart kabul edilmiş ise hilafına mukavele olmadıkça alacaklı, ancak ya akdin icrasını veya cezanın tediyesini isteyebilir.” hükmü mevcut olup, madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere sözleşme gereği hiç ya da gereği gibi yerine getirilmediği takdirde aksine kararlaştırma yoksa alacaklı ya edimin ifasını yada cezai şartın ödenmesini isteyebilir. İkisini bir arada talep etmesi mümkün değildir. Borçlar Kanununun 158. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “Akdin muayyen zamanda veya meşrut mahalde icra edilmemesi halinde tediye olunmak üzere cezai şart kabul edilmiş ise, alacaklı hem akdin icrasını, hem meşrut cezanın tediyesini talep edebilir. Meğerki alacaklı bu hakkından sarahatan feragat etmiş veya kayıt dermeyan etmeksizin edayı kabul eylemiş olsun” hükmünü taşıyan ifaya eklenen cezai şartta ise, alacaklı akdin ifası ile birlikte cezai şartın ödenmesini de talep edebilir. Bu açıklamaların ışığı altında dava konusu olaya bakıldığında; taraflar arasındaki sözleşmedeki kararlaştırma, az yukarıda açıklanan BK. 158/2 maddesinde düzenlenmiş olan ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olup, alacaklı sözleşmeye aykırılık halinde hem ifayı hemde cezai şartı isteyebileceği halde, davacı sözleşmeyi feshedip ifa talebinden vazgeçtiğinden cezai şartta talep edemez. Öyle olunca Mahkemece cezai şarta yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bente açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentde açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 200.00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.