Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/17341 E. 2014/208 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17341
KARAR NO : 2014/208
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2007/285-2012/528

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın pasif husumet yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 1996 yılında ulusal televizyonlardan davalıların Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde devre mülk inşa ederek satışa sunduklarını öğrendiğini, 24.10.1997 tarihli sözleşmeyle 5 (beş) adet, 22.09.1997 tarihli sözleşmeyle 2 adet, 19.07.1997 tarihli sözleşmeyle 4 adet, 06.09.1997 tarihli kombi antetli sözleşmeyle 1 adet toplamda 12 adet devre mülk satın aldığını, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalıların satış sözleşmesinde yazılı bulunan yükümlülükleri yerine getirmediklerini ileri sürerek, şimdilik devremülklerin değeri için 149.300 TLnin, kullanım bedeli olarak devremülk hakkı için 115.200 ABD doları’nın sözleşme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ve tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Belediye, devre mülk satımına ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, aradan 15 sene geçtikten sonra Yargıtay HGK’nun 2010/13-516 esas 2011/6 karar nolu ilamıyla sorumlu tutulduklarını, bunu fırsat bilen diğer davalı… Ltd. Şti.’nin sayısı bilinmeyen eski tarihli yeni sözleşmeler akdettiğini, gelişen teknoloji ışığında ‘mürekkep yaş’ yöntemiyle bu tür sözleşmelerdeki imzanın atılış tarihinin tam olarak belirlenebildiğini, şirketten devre mülkü satın alan üye sayısının bilinmediğini, üyelerin iddia edilen tarihte mi yoksa Hukuk Genel Kurulu kararından sonra mı üye yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, bu sahte ödeme belgeleri ve Belediye Başkanının şirket tarafından yetkisiz temsili sonucu büyük oranda zarara uğratıldığını, ödemelerin gerçekleşmediğini, şirketin ticari defterlerini ibraz etmediğini, bugüne kadar sayısı 300’ü geçen ve sadece bir kişinin 238 adet devre mülkü bu şirketten satın aldığının
2013/17341-2014/208
iddia edildiğini, devre mülk inşaatlarının yapı ruhsatlarının iptal edildiğinin hem yerel hem de genel basında defalarca yer aldığını, inşaata çivi çakmanın imkansız hale geldiğini, bu sebeple 1997 yılında edimin ifasının imkansızlığının anlaşıldığını, devre mülkle ilgili ihalenin de feshedildiğini, dönemin belediye başkanı ile meclis üyelerinin bundan dolayı cezalandırıldığını, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/179 esas sayılı dosyası ile belediyenin %20 ortağı olduğu şirketin feshi için dava açıldığını, ayıplı ifa kapsamına giren davalarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle olmadığı takdirde esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 89700 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan tahsiline, diğer taleplerin reddine dair verilen karar davacı ile davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı şirketten12 adet devremülk satın aldığını, ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle şirkete ödediği bedelin davalılardan tahsili isteminde bulunmuş, delil olarak bilgisayar çıktılı ve kombi antetli sözleşmelere dayanmıştır. Davalı ise davacının sunduğu belgelerin satış tarihinden sonra düzenlendiğini, ödemelerin belediye kasasına girmemesi nedeniyle belgeler üzerindeki imza, yazı ve rakamların mürekkep yaş (yazı yaşı tespiti) yöntemiyle düzenleniş tarihinin belirlenmesi gerektiğini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş ise de davacı delil olarak fotokopi sözleşmelere dayanmış, ödeme belgeleri de ibraz edilmemiştir. Davalının sahtecilik savunması bulunduğundan davacı şirkete ödeme yaptığını yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri ile doğrulanmayan fotokopi sözleşmelere dayanılarak hüküm kurulamaz. Dairemize seri olarak gelen dosyalarda belediye HGK kararı ile sorumlu tutulmuş ise de ibraz edilen belgelerde belediyeyi bağlayan geçerli bir imza olmaması nedeniyle bu tür belgelerin düzenlenmesi mümkündür. Hal böyle olunca sözleşme ile ödemeye esas teşkil eden belgelerin asılları ibraz edildikten sonra davalı belediyenin sahtecilik savunması üzerinde durulmalı ve sözleşme ve ödeme belgeleri üzerinde davalının az yukarıda ileri sürdüğü hususlarda mürekkebin ve yazının özelliğine, sözleşmelerdeki silinti ve kazıntıya, kaşe, mühür, pul gibi ilişik materyallerin içerik ve parlaklığına, printer çıktılı belgelerin sözleşme tarihinde teknolojik olarak kullanımda olup olmadığına varıncaya kadar araştırılarak inceleme yaptırılmalıdır. Bunun için dosyanın diğer seri dosyalarla birlikte İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü ile gerektiğinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek uzman bilirkişi heyetinden, taraf ve yargı
2013/17341-2014/208
denetimine uygun rapor alınmalıdır. Hal böyle olunca mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve yukarıda açıklandığı şekilde hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2- Temyiz nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının temyiz eden yararına BOZULMASINA 2. bende göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.