Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/16350 E. 2014/11929 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16350
KARAR NO : 2014/11929
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/277-2013/155

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı asil A.. Y.. ile davacı vekili avukat K..A..ı’nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, İzmir Buca Devlet Hastanesinde işçi statüsünde çalışmakta iken, yasa uyarınca memur statüsüne geçirildiğini, İş Yasasına tabi olduğu dönemde Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye olduğunu, bu sendika ile işveren SSK arasında imzalanan sözleşme uyarınca ödenmesi gereken alacaklarının tahsili için davalıya vekaletname verdiğini, hakettiği TİS’den kaynaklanan ücret farkı, ikkramiye, sosyal yardım, hizmet zammı, konut ve vasıta yardımı, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücretlerinin tahsili için açılan İzmir 6. İş Mahkemesi’nin 2008/591 esas sayılı davanın karara çıktığını ve kesinleştiğini, mahkeme kararının takibe konulduğunu, vekil olan davalının hatalı ve eksik hesaplamalar yaptığını, gerek faiz başlangıçlarında gerekse faiz türlerinde hataları bulunduğunu, kararın davalı tarafından temyiz edilmemesi suretiyle kesinleştiğini,zarara uğratıldığını, ihtarnameye rağmen davalının ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 17.11.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiş, ıslahla da talebini 36.656,41 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile,22.657,22 TL’nin
Davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalı’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, bilirkişi tarafından mahsup işleminin hatalı yapıldığını, istenmesi gereken faiz miktarının 46.860,41 TL olup, davacı adına talep ettiği faizin ise, 24.203,19 olduğunu, eksik istenen faizin ise, 22.657,22 TL olduğunu oysa davalı tarafından düzenlenip imzalanan ibraname başlıklı belgede kendisine 10.204,00 TL ödendiğini, bu ibranamedeki miktarın mahsup edilmesi gerektiğini ileri sürmüş, ancak bu iddia üzerinde durulmamıştır. Mahkemece bu itiraz üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Davacı, eldeki davasında vekili olan Davalının işçilik alacaklarıyla ilgili olarak açmış olduğu davada gerek faiz türü gerekse faiz başlangıcı yönünden istemde bulunurken zarara uğrattığını, bu nedenlerle ihtarname gönderdiğini, ne varki, ihtarnameye rağmen ödenmediğini ileri sürmüş, Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı’nın işçilik alacakları arasında toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak kalemleri de bulunmaktadır. Gerçekten de, Mahkemenin kararında da vurgulandığı üzere 2822 Sayılı Yasa uyarınca toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmalıdır. Esasında bu konuda bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Uyuşmazlık işletme kredisi faizinin hesabında hangi bankaların uygulamalarının esas alınacağı ve bu oranların sürekli olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Nitekim, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin emsal kararlarında geciktirilen süreye göre temerrüt faizi hesabında işletme kredisinin faizinin fiilen uygulamış bankaların uyguladıkları oranların esas alınarak geçmiş günler faizinin belirleneceği ve ayırca birer yıllık dönemler itibari ile hesaplamanın yapılması yönündedir. (Y. 12. Hukuk Dairesinin 6.5.2010/7986-11562 sayılı kararı)Yargıtay 8. Hukuk Dairesi de uygulamayı bu yönde sürdürmektedir. Öte yandan benzer nitelikte ve aynı davalı’nın taraf olduğu bir kısım dosyalarda da, Dairemizce bozma kararı verilmiş olup, bozma ilamında Davalı vekilin aleyhine açılan davalar ile, örnek gösterdiği dava dosyalarında faiz oranı konusunda farklılık bulunduğu belirtilerek çelişkinin giderilmesi istenmiştir. (Dairemizin 18.6.2013 gün ve 2012/11887- 2012/16514 sayılı karar) Öyle olunca, mahkemece, bu doğrultuda araştırma ve inceleme yapılmalı, özellikle işletme
kredisi faiz oranı belirlenirken, fiilen uygulanan faiz oranları birer yıllık dönemler halinde araştırılmalı, faiz hesaplanırken birer yıllık dönemle halinde hesaplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ,Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına (3) nolu bent ulyarınca da davalı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 387,00 TL. temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.