Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/14397 E. 2014/16244 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14397
KARAR NO : 2014/16244
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2013
NUMARASI : 2010/85-2013/195

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat G. O. geldi, karşı taraftan gelen olmadı ve karşı tarafa çıkarılan davetiyenin bila tebliğ edildiği anlaşılmış olup, davalı vekili avukat G. O. duruşma isteminden vazgeçtiğini beyan ettiğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının vekili olarak, Ankara 3. Aile Mahkemesi’nin 2006/1341E. sayılı boşanma davasını ve Ankara 7. Aile Mahkemesi’nin 2009/805E. sayılı katılma payı davasını sonuçlandırdığını, Ankara 4. Aile Mahkemesi’nin 2010/140E. sayılı katılma payı davası ise henüz derdestken haksız olarak azledildiğini, vekalet ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, toplam 31.881,00TL vekalet ücreti alacağının 17/02/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, buna göre 23.268,71TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 22/02/2010 dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazla talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalıyla aralarındaki 04.01.2007 tarihli sözleşmeye bağlı olarak boşanma ve katılım alacağı talep ettiğini, akabinde ise azledildiğini ileri sürerek, 04.01.2007 tarihli sözleşmeye dayanmak suretiyle vekalet alacağı talebinde bulunmuş; davalı ise azlin haklı olduğunu, sözleşmenin davacı tarafından değiştirilmiş olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşme geçerli kabul edilerek, bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, azlin haksız olduğu sabit olmasına rağmen 20.01.2011 tarihli adli tıp raporundan da anlaşılacağı gibi davada dayanılan 04.01.2007 tarihli sözleşmenin yazıları üzerinden tekrar tekrar gidildiği, böylece sözleşmenin üzerine kalem katmak suretiyle tahrifat olduğu açık olduğundan, bu sözleşmeye itibar edilemez. Bu durumda, davacı avukat boşanma ve ferileri yönünden sözleşmede belirlenen bedele değil, asgari ücrete göre talepte bulunabilir. Katkı payı yönünden ise 5043 sayılı yasa ile değişik Avukatlık Kanunu’nun 164/4. md gereğince talepte bulunabilir. Mahkemece, bu yönler gözönünde bulundurulmadan geçersiz sözleşmeye göre ve davacının dava dilekçesinde tek tek belirtmiş olduğu istek kalemleri de aşılmak suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1589,50 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.