Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/14289 E. 2014/14660 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14289
KARAR NO : 2014/14660
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2012/121-2013/110

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat E. S. ile davalı D.. D.. vekili avukat A. Ç.’in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, profesyonel futbolcu olduğunu ve davalı ile 09.07.2008- 31.05.2011 tarihlerinde geçerli olmak üzere sözleşme imzaladığını ve sözleşeme gereğince ödenmesi gereken garanti ve aylık ücretin ödenmediğini ileri sürerek 16.000.00 Euro ve 629.95 TL alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı, imzalanan sözleşmeden doğan alacakların icra takibine konu edildiğini, takibin kesinleştiğini ve haciz işlemlerinin yapıldığını, mükerrer tahsilata yönelik dava açılmasının mümkün olmadığını ve davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu alacak için icra takibi yapıldığı ve takibin kesinleştiği ve davacının dava açmakta korunan hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imzalanan futbolcu sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemine yöneliktir. Davacı profesyonel futbolcu sözleşmesinden doğan garanti ve aylık ücretini talep etmiş olup davalı aynı alacak için icra takibi yapıldığını, takibin Kesinleştiğini ve dava açmakta hukuki yararın olmadığını savunmuştur, Mahkemece, dava konusu alacak için icra takibi yapıldığı, davalının itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, davacının haciz isteme yetkisinin doğduğu ve aynı alacak için eda davası açmakta hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta mahkemeden hukuksal himaye istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan ve korunan bir yararı ve bu hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. Öte yandan, bu yararın, hukuki, meşru, doğrudan, kişisel, doğmuş ve güncel olması gerekir. Hukuki yarar olumlu dava şartı olup hukuki yararın varlığı mahkemece, yargılamanın her aşamasında resen gözetilerek AİHS’nin 6.maddesi ve Anayasanın 36.maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğü ve HMK’nun 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanmalıdır.
Eda davalarında davacının talep sonucu, davalının bir şeyi yapmaya ya da bir şeyi vermeye veya bir şeyi yapmamaya mahkum edilmesine ilişkindir. Eda davalarında hukuki himaye bakımından hukuki yararın kural olarak var olduğu kabul edilir. Ancak davacı, mahkemeye başvurup bir ilam almadan başka bir yol ile hakkına aynı güvenle kavuşabilmekte ise artık dava açmakta hukuki yararı yoktur. Kural olarak icra takibi kesinleşmiş olan alacaklının, artık aynı alacak için eda davası açmasında hukuki yararı olmadığı kabul edilmelidir. Çünkü takibinin kesinleşmiş olması nedeniyle alacaklının haciz isteme yetkisi doğmuş olup, alacaklı dava ile erişebileceği amaca ulaşmış durumdadır. Bu nedenle, alacaklının alacak davası açmasında korunmaya değer hukuki yararı yoktur.
HMK’nun 114.maddesinde hukuki yarar olumlu dava şartı olarak düzenlenmiş olup profesyonel futbolcuların statüsü ve transferleri talimatının 12.maddesinde “Kulüplerin transfer ettikleri futbolcuların sözleşmelerinin tescilini talep ederken, TFF’ye, kulüplere, futbolculara, teknik adamlara, sağlık personeline, lisanslı futbolcu temsilcilerine ve lisanslı müsabaka organizatörlerine TFF Yönetim Kurulu ile diğer kurullarının ve mahkemelerin verdiği kesinleşmiş kararlarından kaynaklanan borçlarının ödendiğine veya alacaklılar tarafından transfere muvafakat edildiğine dair belgeyi ibraz etmeleri zorunludur. TFF’ye, kulüplere ve futbolcu temsilcilerine kesinleşmiş borcu olan futbolcuların, vize işlemleri ya da yeni bir sözleşme imzalamaları halinde sözleşmelerinin tescili için borçlarını ödemiş olmaları ya da alacaklıların yazılı muvafakatleri şarttır. Transfer yasağına maruz kalan borçlular, alacaklılarının para alacaklarına ilişkin kesinleşmiş kararları, cebri icra organları nezdinde takip etme yoluna gittiklerini bu durumu teyit eden resmi belgeleri ile birlikte TFF’ye yazılı olarak bildirdikleri takdirde bu alacaklar transfer yasağına neden olmaz ve alacağa ilişkin karar TFF tarafından infaz edilmez. Alacaklıların icra takibinden feragat etmeleri de bu sonucu değiştirmez” hükmü mevcuttur.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; Her ne kadar dava konusu alacak için kesinleşmiş bir icra takibi mevcut ise de alacağın “transfer yasağı kapsamında bir alacak” olarak kabul edilmesi için kesinleşmiş bir mahkeme kararının mevcudiyeti şart olduğundan davacının dava açmakta hukuki yararının var olduğunun kabulü gerekir. Dava konusu sözleşmeden doğan ücret alacağı için kesinleşmiş bir icra takibinin olması alacağın transfer yasağı kapsamına alınması için özel düzenlemeye dayanılarak dava açılmasına engel bir husus olmadığı gibi davacının hukuki yararını da ortadan kaldırmaz.
Hal böyle olunca; mahkemece, davacının dava açmakta hukuki yararının olduğu kabul edilerek işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24,30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.