Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/13864 E. 2014/2414 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13864
KARAR NO : 2014/2414
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2008/68-2013/90

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Y.. D.. ve davacı vekili avukat E.. A..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının verdiği 6.3.2006 tarihli vekaletle, kambiyo senedi ve ipotekle alacaklı olduğu 25 adet icra dosyasını ve ceza dosyası ile icra tetkik mercii dosyalarını takip ettiğini, dosyaların çoğunluğunun haricen tahsil edilerek davalı talimatı ile takipsiz bırakıldığını, 13.900 TL. dışında vekalet ücretinin ödenmediğini, vekalet ücretinin tesbiti için icra dosyalarını incelediğinde, 2006/810 ve 2006/344 takip sayılı dosyalarda bilgisi ve onayı olmadığı halde başka bir avukat tarafından vekalet ibraz edilerek işlem yaptığını öğrendiğini ve bu nedenle haklı olarak 21.1.2008 tarihli ihtarla istifa ettiğini ileri sürerek, hakettiği 262.818,73 TL vekalet ücretinden şimdilik fazla hakları saklı kalarak 17.000 TL.nin dava tarihinden yasal faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.
Davalı, davacı avukat ile karşı yan vekalet ücretinin kendisine ait olacağı başkaca ücret talep etmeyeceği hususunda anlaşma yaptıklarını, davacı avukatın dosyaları gereği gibi takip etmeyerek şirketi zarara uğrattığını, istifasının haksız olduğunu savunarak davanın reddini Dilemiş, karşı dava ile de, uğranılan zarardan şimdilik 5.000 TL. İle 10.000 TL manevi tazminatın faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 137.416,82 TL.nin yasal faizi ile davalı-karşı davacıdan tahiline, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Mahkeme kararı temyiz eden davacı tarafa 3.4.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve temyiz dilekçesi 22.4.2013 tarihinde verilmiştir.
3156 sayılı Yasanın 20. maddesiyle değiştirilen HUMK.nun 432/1. maddesi uyarınca yasanın yürürlüğe girdiği 6.4.1985 tarihinden itibaren verilen kararlarda temyiz süresi 15 gündür. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.6.1990 gün ve esas 1989/3, karar 1990/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca,temyiz süresi geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı, takip ettiği icra ve dava dosyaları için hakettiği vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmış davalı da davacı avukatın takiplerdeki aksaması ve işleri yoğunluğu nedeni ile sözleşmeli olarak şirket bünyesinde çalışmak üzere başka bir avukata vekalet verildiğini savunmuş, karşı dava ile, davacı avukatın hem kıymetli evraka hem de ipoteğe dayalı aynı alacak için takipler yaptığını ve itiraz edildiğinden takiplerin sürüncemede kaldığını, borçlu Huzur Umut şirketinin aleyhine kambiyo takibi yapıp aynı alacak için ipotek veren 3.kişi aleyhine de takip yaptığını ancak itiraz etmeyen şirket aleyhine açtığı itirazın iptali davası sonucu yargılama gideri vs ödemek zorunda kaldıklarını, yine şirket borçlusu A.. B.. aleyhine ipotek miktarı kadar faiz yürüttüğünü ve takibin iptali üzerine vekalet ücreti ödemek zorunda kaldıklarını, yine şirket borçlusu M.. S.. aleyhine ipotek limitini aşan takip başlatarak zarara uğrattığını, pek çok dosyada ihtiyati haciz talebi için teminatları yatırdığı, ancak sonrasında gerekli işlemleri yerine getirmeyerek 2 yıl bu teminatın mahkemede beklemesine neden olarak toplam 22.941 TL. Faiz ve kazanç kaybına sebep olduğunu, bu nedenlerle davacı avukatın ihmali davranışları nedeni ile istifasının haksız olduğunu ve şirketi zarar uğrattığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminatın ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı avukata vekalet ücretinin ödenmemesinin istifayı haklı kıldığı kabul edilmiş ve karşı dava açısından davalı tarafça maddi zararlarını kanıtlar delil sunmadığı, davacı avukatın görevi savsama ve kötüye kullanma suçundan ceza davasından beraat ettiği gerekçesi ile red kararı verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı avukatın gereği gibi dosyaları takip ettiği açıklanmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Oysa davalının bildirdiği dosyalar tek tek irdelenip değerlendirilmeden, davacı avukatın şirketi zarara uğratıcı eylemlerde bulunup bulumadığı araştırılmadan soyut inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalının bildirdiği hususlar üzerinde durularak, alınan raporun davalı iddialarını karşılamadığı gözetilerek davacı avukatın takip ettiği dosyalarda davalı şirketi zarar uğratıcı işlemlerinin bulunup bulumadığı tesbit edilmeli, bu şekilde davacının istifasının haklı olup olmadığı da irdelenerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin reddine, 2. Bent gereğince temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 2.367.30 TL. temyiz harcının istek halinde davalıya, peşin alınan 24.30 TL harcın davacıya iadesine, 30.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.