Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/11566 E. 2014/621 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11566
KARAR NO : 2014/621
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ : Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2011/174-2012/659

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Marmaris Milli Parkı sorumluluk alanı içerisinde kalan ormanlık saha üzerinde enerji nakil hattı yapımı için Tedaş’ a kullanım izni tesis edildiğini, bu saha ile ilgili işletme hakkının 13/03/2008 tarihi itibariyle davalı A..Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye devredildiğini ve taraflar arasında devir sözleşmesi yapıldığını, 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin olarak davalı tarafça idareye sadece 153.107.67.TL’ lik bir ödeme yapıldığını, bu ödeme düşülerek, izin bedeline ilişkin olarak yapılan hesaplama sonucunda ilgili şirketin 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin kullanım bedellerini ve bu bedeller üzerine işletilen gecikme faizi olarak idareye 1.026.723.00TL.’lik bir borcu bulunduğunu, gecikme zammı ve faiz hesabına ilişkin tablonun dava dilekçesi ile birlikte dosyaya sunulduğunu, davalı şirkete bedelin ödenmediğine ilişkin çizelgenin ihtarname ile tebliğ edildiğini, buna rağmen talep edilen bedellerin davalı tarafça ödenmediğini belirterek; 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait tahsis bedelinin 31.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; İzin Bedelinin Hesaplanmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin kendileri hakkında uygulanamayacağını zira kendileri tarafından yeni bir taahhüt senedi imzalanmadığını, 1984 yılında imzalanan taahhüt senedi esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2013/11566 2014/621
2-Davacı eldeki davasında, davalının ormanlık saha üzerinde yer alan enerji nakil hattı nedeni ile 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin kullanım bedellerinden ve bu bedeller üzerine işletilen gecikme faizinden sorumlu olduğunu ileri sürerek talepte bulunmuştur. Mahkemece, yargılama esnasında aldırılan bilirkişi raporuna atıf yapılmak ve “Kullanım Bedellerinin Hesaplanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerinin gerçekleşen somut olayda uygulanmasının mümkün bulunmadığı, tahsis bedellerinin, dosyada mübrez 01.07.1984 tarihli taahhüt senedinin 7. maddesi uyarınca hesaplanması gerektiği, bu düşünceyle yapılan hesaplama neticesinde, 2008, 2009 ve 2010 yılları itibariyle davalı kurumun, davacı tarafa arazi tahsis bedeli borcu bulunmadığının anlaşıldığı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasındaki uyuşmazlık, kullanım bedellerinin hesaplanmasına ilişkin yönetmelik hükümlerinin somut olayda uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanmayacak ise kullanım bedellerinin ne şekilde belirleneceği noktasında toplanmaktadır. İncelenen dosya içeriğine göre, yönetmelik hükümlerinin uygulanması için gerekli bulunan izin lehdarının talebi ile buna bağlı olarak yeni taahhüt senedi düzenlenmesi şartlarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca tahsis bedeline ilişkin hesaplamanın taraflar arasındaki 01.07.1984 tarihli taahhüt senedine göre belirlenmesi gerektiğine ilişkin mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ne var ki, 01.07.1984 tarihli taahhüt senedinin 7/a maddesinde, ilk 5 yıl için yıllık arazi tahsis bedeli belirlendikten sonra, sonraki yıllar için tahsis bedelinin gayrimenkul kira bedellerindeki artışlar esas alınarak tespit olunacağı belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece tahsis bedelinin tespitine esas olmak üzere, taahhüt senedinde işaret edilen artış oranları ilgili yerlerden temin edilerek, taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereğince hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.