Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/1043 E. 2014/14663 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1043
KARAR NO : 2014/14663
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2012
NUMARASI : 2012/50-2012/414

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı kurumundan 1.2.2005 tarihinde vekaletname alarak dava ve icra takiplerini üstlendiği, avukatlık mevzuatından doğan hakları saklı kalmak üzere aylık ücret ödenmesi konusunda anlaştıklarını, yazılı sözleşme yapılmadığını, şifahi sözleşmenin yenilenerek devam ettiğini, davalının 14.3.2008 günlü yazısı ile hukuki yardım sözleşmesini feshettiğini, 31.3.2008 tarihi itibarıyla hukuk danışmanlığı/avukatlık hizmetine son verildiğini bildirdiğini, vekaletnameden azledilmediği için bir süre daha dava ve takipleri vekil olarak takip ettiğini bu arada geçmiş dönem aylık ücreti ve takip ettiği dava ve takipler nedeniyle ücretinin ödenmesi için davalıya ihtarlar gönderdiği halde bir ödeme yapılmadığını, 10.6.2008 tarihinde vekaletten çekilmek zorunda kaldığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak fesih tarihine kadar ödenmeyen aylık ücreti ile takip ettiği dava ve takipler nedeniyle hak ettiği vekalet ücreti olarak toplam 10.000 TL nin en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de talebini 85.000 TL ye yükseltmiştir.
Davalı, devam eden dava ve takipler yönünden bir azil olmadığını, hukuk müşavirliği sözleşmesini feshettiklerini bu nedenle çekilmenin haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Dairemizin 2011/6956 esas 2011/17299 karar sayılı bozma ilamına uyulmuş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tamamlanmış işler ve tamamlanmayan işler için ayrı ayrı vekalet ücretleri hesaplanarak, davanın kabulü ile 85.000 TL nin 31.3.2008 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Serbest avukat olan davacının, davalı taraf ile yazılı bir sözleşme yapmaksızın hukuki danışmanlık hizmeti verilmesi ve tevdi edilen dava ile icra takiplerinin takip edilmesi konusunda şifahen anlaştığı ve aylık ücret ödenmesinin kararlaştırıldığı, 14.3.2008 tarihinde davalının gönderdiği yazı ile “iş sözleşmesini” 31.3.2008
tarihi itibarıyla sona erdirdiği, ancak 1.2.2005 günlü vekaletname nedeniyle azilname gönderilmediği, davacının ödenmeyen aylık ücretleri ve takip ettiği dava ve takipler nedeniyle ücretinin ödenmemesi nedeniyle 10.6.2008 tarihinde vekaletten çekildiği hususları taraflar arasında ihtilaflı olmadığı gibi dosya kapsamından da açıkça anlaşılmaktadır. Davalı taraf aylık ücret ödenmesine ilişkin hukuk müşavirliği sözleşmesini süresinin dolması nedeniyle sona erdirdiklerini, davacı elindeki dava takipleri vekil olarak takip edip sonuçlandırması halinde karşılığının ödeneceğini, ancak davacının hukuk müşavirliği sözleşmesinin süresinin dolması nedeniyle yenilenmemesini bahane ederek dava ve takiplerden çekilmesinin haksız olması nedeniyle herhangi bir ücreti hak etmediğini savunmuştur. Mahkemece, takip edilen işler için müddeabihin %10 üzerinden vekalet ücreti hesaplanması halinde 116.617.78 TL ücret, 31.536.78 TL karşı yan vekalet ücreti ve aylık vekalet ücretinden kalan bakiye 323.44 TL olmak üzere toplam 107.602.16 TL olduğu belirlenerek ıslah talebi doğrultusunda 85.000.00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar davalının temyizi üzerine Dairemizin 2011/6956 esas 2011/17299 karar sayılı ilamı ile 24.11.2011 tarihinde “…Somut olayda sözleşme Borçlar Kanunu kapsamında bir hizmet hukuk müşavirliği sözleşmesidir. Tarafların sözleşmeyi avukatlık ücret sözleşmesi olarak isimlendirmeleri de bu sonucu değiştirmez.Davalının 31.3.2008 tarihinden sonra sözleşmenin yenilenmeyeceğini davacıya bildirmesinde ve sözleşmenin bu şekilde,sürenin dolması nedeniyle tek taraflı feshinde sözleşmeye aykırılık yoktur. Esasen burada azlin ve buna bağlı olarak çekilmenin haklı yada haksız olduğu değil, sözleşmenin süre itibarıyla sona erdirilmesi asıldır. Öyle ise mahkemece yapılacak iş davacının hizmet verdiği 10.6.2008 tarihine kadar dava ve icra takipleri ve buna bağlı hukuk ve ceza davaları nedeniyle tamamlanmış işlerde avukatlık kanununa göre hak ettiği ücretin tamamını, tamamlanmamış işlerde ise davacının harcadığı emek ve mesaisine,yapılan işin niteliği geldiği safhaya göre hak ve nesafete uygun olarak ücret takdiri ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken…” gerekçesiyle davalı yararına bozulmuş olup mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının tamamlanmış işler için 70.171.96 TL, tamamlanmamış işlerden dolayı 105.263.35 TL ve aylık vekalet ücreti alacağından kalan bakiye 323.44 TL ücrete hak kazandığı, toplam 175.758.75 TL alacağı olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın 85.000.00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamının gereğinin yerine getirmesi gerekir. Bu husus taraflar yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Mahkemece verilen ve davalı tarafından temyiz edilip davacının temyiz etmediği Dairemizce bozulana ilk kararda Manavgat İş Mahkemesinin 2006/54 esas sayılı dosyasında vekalet ücretine hak kazanılmadığı belirtilmiş bozmadan sonra verilen kararda davacının vekalet ücretine hak kazandığı kabul edilerek hesaplanan vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiştir. Ayrıca Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/222 esas sayılı dosyasında bozma öncesi verilen ilk kararda davacının vekalet ücretine hak kazanmadığı kabul edilmesine rağmen davalının temyizi üzerine verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında verilen kararda davacının 54.849.98 TL vekalet ücretine hak kazandığı kabul edilmiştir. Az yukarıda açıklandığı üzere her iki dosya için mahkemece kabul edilen hesaplama hatalı olup, usulü kazanılmış hakların ihlali niteliğindedir. Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan her iki dosya için davacının vekalet ücretine hak kazanmadığı kabul edilerek yapılacak hesaplama sonucu bulunacak rakama hükmedilmesi gerekirken usulü kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek yanlış hesaplamaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 6.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.