Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/10050 E. 2014/13965 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10050
KARAR NO : 2014/13965
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2012
NUMARASI : 2010/78-2012/175

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Mülhak Sadrıesbak Cemalizade Pir Aksarayi Mehmet Bin Cemalettin Vakfı vekili avukat B… E.. ile davacı V.. M.. vekili avukat M.. K.. duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, Konya Karatay 18 L, III pafta 17 parselde kayıtlı eski eser tescilli Piri Mehmet Paşa Camii, Siyavuş Sultan Türbesi ve mutfak bölümü ile yine .. pafta .ada 24 parselde kayıtlı Piri Mehmet Paşa Mescidinin mülkiyetinin Vakıflar Meclisinin 16.05.2007 gün ve 544/540 sayılı kararıyla Veziri Azam Piri Mehmet Paşa Vakfı mülkiyetine geçtiğini, Piri Mehmet Paşa Camii, Siyavuş Sultan Türbesi ve mutfak bölümünün 2005 yılında onarımına 74.321.71 TL ve 2008 yılında kesin hesap fazlası olarak 22.494.19 TL olmak üzere toplam 96.815.90 TL ve yine Piri Mehmet Paşa mescidinin çatı örtüsü ve dış cephe ve onarımı için 2005 yılında 27.376.00 TL harcama yapıldığını, bu harcamalardan 101.697.71 TL bedelin 2005 yılında 22.494.19 TL’nin 2009 yılında ödendiğini, yapılan ödemelerin güncel değerinin 163.376.02 TL olduğunu, Vakıflar Genel Müdürlüğünün Denetim raporunda yapılan harcamanın güncel değerinin davalıdan tahsilinin gerektiğinin bildirildiğini, yapılan ihtara rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek 163.376.02 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan restorasyonların bir kısmının kendileri ile ilgili olmadığını, Siyavüş Sultan Türbesinin vakıflarına ait olmadığını, Mülhak Vakıf olmaları nedeniyle Vakıflar Genel Müdürlüğünün tasarruf yetkisinin olmadığını, dava konusu işlerin devir aldıkları döneme ait olmadığını ve restorasyon kurallarına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, 163.376.02 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı vakfın mülkiyetine geçen tarihi eserlerin restorasyonu için yaptığı harcamaların tahsili için elde ki davayı açmış olup davalı devir almadığı dönemde yapılan harcamalardan sorumlu olmadığını ve bir kısım eserlerin kendi mülkiyetinde olmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu tarihi eserlerin davalı vakfa devir edildiği ve devirden önce başlatılarak devir sonrası bitirilen restorasyon bedelinden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 1.maddesinde “Bu Kanun; vakıfların yönetimi, faaliyetleri ve denetimine, yurt içi ve yurt dışındaki taşınır ve taşınmaz vakıf kültür varlıklarının tescili, muhafazası, onarımı ve yaşatılmasına, vakıf varlıklarının ekonomik şekilde işletilmesi ve değerlendirilmesinin sağlanmasına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi; Vakıflar Genel Müdürlüğünün kuruluşu ile Genel Müdürlüğün teşkilât, görev, yetki ve sorumluluklarının düzenlenmesi amacıyla hazırlanmıştır” denilmiş ve 2.maddesinde “Bu Kanun; mazbut, mülhak ve yeni vakıflar, cemaat ve esnaf vakıfları ile Vakıflar Genel Müdürlüğünü kapsar” hükmü düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 28.maddesinde “Vakıflara ait yurt içi ve yurt dışındaki taşınır ve taşınmaz vakıf kültür varlıklarının tespiti, envanterinin çıkarılması, tescili, Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait olanların korunması, mülkiyeti el değiştirmiş vakıf kültür varlıkları ile koruma alanlarının kamulaştırılması, değerlendirilmesi, onarımı, restorasyonu ve gerektiğinde yeniden inşası Genel Müdürlükçe yürütülür.Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası Genel Müdürlüğe veya mazbut vakıflara ait işletme ve iştiraklerin; Kurumlar Vergisi matrahının yüzde onu, yeterli geliri bulunmayan mazbut vakıflara ait vakıf kültür varlıklarının onarımında kullanılmak üzere Genel Müdürlüğe
aktarılır. Yeterli geliri bulunmayan mazbut vakıflara ait vakıf kültür varlığı niteliğindeki taşınmazların, benzer amaçlı mazbut vakıfların gelirleriyle korunmasına ve yaşatılmasına Meclis yetkilidir” hükmü ve 29.maddesinde “Vakıflara ait taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları; Genel Müdürlük, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile kullananları tarafından korunur” hükmü mevcuttur. 5737 sayılı kanunun 36.maddesinde ise Vakıflar Genel Müdürülüğünün görevleri detaylı olarak sayılmıştır.
Somut olayda; mahkemece, İnşaat mühendisi, mali müşavir ve hukukçudan oluşan heyetten alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de bilirkişi raporunun 5737 sayılı yasa ve Vakıflara ilişkin mevzuata ilişkin hiçbir değerlendirme içermediği bu haliyle hüküm kurmak için yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Davalının sorumlu olup olmadığının Vakıflar mevzuatı açısından özellikle yukarıda açıklanan yasa hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 2.426.00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.