Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/3284 E. 2012/29952 K. 26.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3284
KARAR NO : 2012/29952
KARAR TARİHİ : 26.12.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil … ile vekili avukat … geldi, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, peynir ticareti işi ile uğraştığını, davalının yanında çalıştığı bir yıl boyunca sattığı ürünlerin parasını kendisine vermeyerek yaklaşık 58.000 TL zimmetine geçirdiğini ileri sürerek fazla hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile bir yıl boyunca peynir alım satım işinde ortak olarak çalıştığını, 15.12.2002 tarihinde ortaklıktan ayrıldığını, davacının kendisinden alacağı olduğu iddiası ile tehdit ettiğini şikayeti sonucunda davacının Şişli 1.Sulh Ceza mahkemesinde yargılandığını, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı, Şişli Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/.3489 esas sayılı dosyasının 16.02.2005 tarihli celsesinde 17.500 TL borcu kabul ederek bu miktarda davacıya çek verdiğini ancak davacının bu çeki kabul etmeyerek iade ettiğini ifade etmekle 17500 TL borçlu olduğunu kabul etmiştir.O halde mankemece mahkeme içi ikrar niteliğinde olan bu beyana itibar edilerek kabul edilen bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. bent gereği davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereği kararın davacı yararına (BOZULMASINA), 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.