Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/29930 E. 2013/2989 K. 08.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/29930
KARAR NO : 2013/2989
KARAR TARİHİ : 08.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit ve tescil-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat … ile davacı vekili Avukat …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, … İlçesi 113 ada 106-107 parsellerin kendisi tarafından kullanıldığını ve imar affı için Belediyeye başvurduğunu, bu aşamada davalı ile anlaşarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, sözleşmede öngörülen iki dairenin kendisine tesliminin gerektiğini, Belediye tarafından açılan ihaleye birlikte girdiklerini ve anılan parselin davalı tarafından satın alınıp inşaate başlanmasına karşın satış vaadi sözleşmesinde öngörülen iki dairenin kendisine teslim edilmediğini, bu nedenlerle, her iki dairenin adına tesciline, 29.3.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle de, tescilin mümkün olmaması halinde her iki daire bedeli olan 200.000.00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, tescilin mümkün olmaması nedeniyle tazminat davasının kabulüyle 200.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, adına kayıtlı olmayan, Eyüp İlçesi 106 ve 107 parseller üzerinde kullanım hakkı bulunduğunu, imar affı için Belediyeye müracaatta bulunarak ihaleye çıkartılması halinde öncelik hakkının kendisine ait olması nedeniyle davalı ile anlaşarak satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi aktedildiğini, Belediye tarafından yapılan ihale sonucunda taşınmazın Davalı tarafından satın alınmasına ve üzerinde bina inşa edilmesine başlanmasına karşın, kendisine sözleşmede kararlaştırılan iki adet dairenin verilmediğini, tapunun iptaliyle adına tesciline karar verilmesin istemiş, akabinde ıslah dilekçesiyle talebini terditli olarak tescil olmadığı taktirde tazminata dönüştürmüştür. Davalı ise, anılan taşınmazın esasında davacıya ait olmadığını, yapılan satış vaadi sözleşmesinin de yanıltıcı beyanda bulunması nedeniyle gerçekleştiğini, kendisinin ihaleyle belediyeden satın aldığını, davaının reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taşınmazların rayiç değerleri belirlenerek bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ne varki, Davacı ile Davalı arasında imzalanan 20,.9.2004 tarih ve 17803 yevmiye numaralı satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, sözleşmenin değeri 35.000 TL gösterilmesine karşın, bu bedelin davalıdan alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşme geçerli ise de, davalının bu taşınmazları Belediyeden ihale yoluyla satın aldığı ve bedel ödediği anlaşılığından Davacının da satın alma bedeline katlanması gerekir. Öyle olunca, Mahkemece, Davalı tarafından ödenen 168.500,00 TL bedelden, Davacıya verilmesi öngörülen 2. normal kat sağ ve sol dairelerin ( 8 ve 9 nolu) arsa payı olan 35/350 ‘ye isabet eden 1/10 oranı olan 16.850 TL’nin mahsubuyla, 183.150 TL ‘ye hükmedilmesi gerekirken, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 2.970,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 8.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.