Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/29265 E. 2013/24907 K. 09.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/29265
KARAR NO : 2013/24907
KARAR TARİHİ : 09.10.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili … … geldi davalılar tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, umumi mağazacılık faaliyeti yaptığını, bu bağlamda davalıdan aldığı çeltik karşılığı makbuz senetleri düzenleyip davalıya verdiğini, ancak makbuz senedine konu çeltiği kendi deposu yerine, davalıya ait depoda; çeltikle kira ve bakım sözleşmesi ile çeltikle makbuz senedi karşılığı … kullanım şartlarını düzenleyen sözleşme hükümleri gereği muhafaza ettiğini, davalının makbuz senetlerini teminat göstererek bankadan … kullandığını, … borcunu ödemediğini, makbuz senetleri karşılığı olan çeltiklerin bedelini makbuz senetlerini ibraz edene ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, davalıya sözleşme gereği teslim edilen ve makbuz senetlerinde belirtilen pirinçlerin yapılan kontrollerde davalı deposunda olmadığının anlaşıldığını bu hususun tutanakla saptanıp ilgili hakkında ceza davası açıldığını belirterek davalı deposunda bulunması gereken ancak bulunmayan 710 ton çeltik bedeli 958.500.00 TL’nın
Zararın vuku bulduğu tarihten itibaren sözleşmede kararlaştırılan %27 oranında faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, bilahare 21.12.2011 tarihli birleştirilen davasında depoda kalan çeltiklerin 61316 kg olduğunu eksik olan çeltiklerin 848.684 kg olup bedelinin 1145.723 TL olduğunu,asıl davada istenen 958.500 TL nin haricinde bakiye kalan 187.223 TL nin de davacıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma kararma uyularak yeniden yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulü ile 778.047,00 TL’nin davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1— HUMK’nun 388/son maddesi geregince, mahkeme kararının hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı kanunun 389 maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır.
Temyize konu davada, birleşen dosya davacısının talebi ile ilgili, davalılar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. HUMK 388 ve 389 maddeleri hükmü uyarınca hüküm fıkrasının şüphe ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde net ve açık bir şekilde yazılması gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davalılar hakkında davacının talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 9.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.