Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/27953 E. 2013/21989 K. 18.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/27953
KARAR NO : 2013/21989
KARAR TARİHİ : 18.09.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı … avukatınca duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat …. ile davacı vekili Avukat …..’nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı……ın tedavi masrafı olarak 137.397,76 TL’nin fatura edildiğini, hastanın yakınları olan davalıların tedaviden dolayı meydana gelecek olan borcu karşılayacakları konusunda ayrı ayrı taahhütname imzaladıklarını…..’ın borcunu ödeyemeden vefat ettiğini, davalıların taahhüt ettikleri borcu ödememeleri üzerine davalılar hakkında başlatılan takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve % 80 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, muristen kalan mirası reddettiklerini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı … hakkında açılmış bulunan davanın reddine, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptali ile takibin 107.397,76.-TL asıl alacak ve 9.665,80.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.063,56.-TL üzerinden asıl alacağa takipteki gibi işleyecek faizi ile birlikte takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, vefat eden Hasan Kamil Tutaş’ın hastane masraflanın tahsili amacı ile başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalılar ise … sigortası olan hastanın sigorta şirketi tarafından yönlendirilmesi neticesinde anlaşmalı hastaneye gittiğini, beyin kanaması teşhisi
2012/27953 – 2013/21989
konulduğunu, bu aşamada davalı …’na hasta protokol ve taahhütnamesi başlıklı belgenin kargaşa ve baskı altında hastanın tedavisine başlanabilmesi için zorunlu olarak imzalatıldığını, yaklaşık 22 gün sonra sigorta şirketinin provizyonu reddettiğini hastaneye bildirdiğini, sigortanın provizyon vermeyeceğini beyan etmesi üzerine tedavinin aksamaması için davalı …’ın taahhütname imzalamak zorunda kaldığını, bir kısım bedeli de nakden hastaneye ödediğini, müzayaka halinde alınan taahhütnamelerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, murisin ölümünden sonra mirası reddettiğini savunmuştur. Mahkemece, 12.1.2007 tarihli hasta protokol ve taahhütnamesi başlıklı belgede davalı …’nun kefil sıfatıyla sorumlu olduğu miktar açıkça belirtilmediğinden davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden ise tedavi giderlerinin sigorta şirketi tarafından ödenmemesi halinde davacının taahhütnameyi imzalayan davalıdan talep hakkı bulunduğu, davalının da sigorta şirketine rücu edebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı hastane ile davadışı sigorta şirketi arasında imzalanan sözleşmeye göre davadışı sigorta şirketi 24 saat içinde provizyon almak ve yazılı bir şekilde hastaneye ulaşmasını sağlamakla yükümlüdür. Davalı …’ın murisi 12.1.2007 tarihinde hastaneye yatırılmış; ancak davadışı sigorta şirketi 2.2.2007 tarihinde hastaneye yazı göndererek tedavi giderlerinin önceden var olan ve beyan edilmeyen rahatsızlıkla ilgili olduğunu ve bu nedenle ödeme yapılmayacağını bildirmiştir. Bunun üzerine davacı hastane 9.2.2007 tarihinde davalı … ‘tan taahhütname almıştır. Bu taahhütnameye rağmen borç üstlenilmişse de beyin kanamalı bir hastanın eşinden bu nitelikte bir belge alınması hastalığın önem derecesi nazara alındığında müzayaka altında alındığının delilidir. Diğer taraftan dosya kapsamına göre Aliye muristen kalan mirası da reddettiğine göre bu davalı yönünden de davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle temyiz olanan kararın davalı … yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.739,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 3,15 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.