YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/27382
KARAR NO : 2012/28441
KARAR TARİHİ : 12.12.2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı bankadan 19.06.2008 tarihinde kredi kullandığını, kredi borcunu ödeyemediğini, kredinin kefili olan davalı tarafından kredi taksitlerinin ödendiğini, davalının ödediği miktar kadar aleyhine icra takibi başlattığını ancak davalının başlattığı takip tarihi olan 2.02.2009 tarih itibariyle kredi taksidi bulunmadığını, davalının ödemelerinin takip tarihinden sonraki dönemlere ait olduğunu ileri sürerek davalının başlattığı takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, duruşmalara katılmamış,cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
A.İ.H. Sözleşmesinin 6. maddesi ve Anayasanın 36. maddesinde adil yargılanma hakkı düzenlenmiştir. Adil yargılanma hakkına göre kişi habersiz olarak yargılanamaz, hakkında karar verilemez.Taraflar yargılanma ile ilgili açıklamada bulunma, iddia ve savunmalarını ileri sürme hakkına sahiptirler. HMUK 73’üncü maddesine göre hakim kanuni istisnalar haricinde her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez. 6100 sayılı HMK’nun 27’inci maddesinde hukuki dinlenilme hakkı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. HMUK’a ve HMK’ya göre davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmesi kural olarak zorunludur.
2012/27382-28441
Somut olay incelendiğinde davanın yeni HMK yürürlüğe girmeden 08.06.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi zorunludur.Dava dilekçesinin davalıya tebliğine dair dosyada tebligat parçası bulunmamaktadır. Her nekadar mahkemece davalıya Uyap üzerinden 16.6.2011 tarihinde tebliğ edildiğine dair ara kararı kurulmuş ise de Uyap üzerinden çıkarılan tebligat parçalarının barkod numaralarının PTT den sorulması sonucunda böyle bir kaydın olmadığı başka bir anlatımla dava dilekçesinin davalı … ‘ya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve bu suretle davalının savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, davalının savunma hakkının kısıtlanmasına rağmen yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.