Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/27105 E. 2012/28347 K. 11.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/27105
KARAR NO : 2012/28347
KARAR TARİHİ : 11.12.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, futbolcusu olduğu davalı Külüpten 178.542,96 Euro bulunduğunu, gönderilen ihtarnameye rağmen davalının borcunu ödemediğini sözleşmeyi fesh etmek zorunda kaldığını ileri sürerek sözleşmenin feshinde haklı olduğunun tespitine, şimdilik 1.000 Euro fesih tazminatının ve 8.226,33 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tensiben uyuşmazlığın Futbol Federasyonu bünyesinde oluşturulan uyuşmazlık Çözüm Kurulunda çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar Arasındaki uyuşmazlığın futbolcu olan davacının ücret alacağından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Öyle olunca, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görev hususunda yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir. 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un Tahkim Kurulu ve görevlerini düzenleyen 13 ve 14. maddesi, 4.12.2007 tarihi ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.11.2007 tarih ve 5719 sayılı kanunun 10. ve 11. maddeleri ile değiştirilmiş, yine bu kanunun 9. maddesi ile de kanunun 12. maddesinden sonra gelmek üzere 12/A maddesi eklenmiştir. 3813 sayılı kanuna 5719 sayılı kanunla eklenen “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” başlıklı 12/A maddelerinde önce bu kurulun oluşumu usulü ve çalışma usulleri açıklandıktan sonra, “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu”
Kulüpler Ile kulüpler, kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri, oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, tarafların başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar.” hükmüne yer verilmiştir. 5719 sayılı kanunla değişik 3813 sayılı kanun, 167.5.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5894 sayılı kanunla uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak İlk Derece Hukuk Kurulları (ki bunlar arasında uyuşmazlık Çözüm Kurulu da yer almaktadır) ile bunların üstünde olmak üzere Tahkim Kurulu gösterilmişse de, bu kurulların görevine girecek uyuşmazlıkların nelerden ibaret olduğu konusunda açık bir düzenleme getirilmemiş, bu düzenleme TFF ana statüsüne bırakılmıştır. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun görev ve yetkileri Futbol Federasyonunun ana statüsünde belirlenmiştir.
TFF ana statüsünde TFF Genel Kurulu’nca yapılan değişiklik 21.7.2011 tarih ve 280001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ana Statünün 21.7.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren değişik 56.maddesinde, 1. Kulüpler, futbolcular teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri , … personelleri ve müsabaka organizatörleri aralarındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilafların çözümü için uyuşmazlık çözüm kurulunun yetkisini kabul edip etmemekte serbesttirler. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun yetkili olabilmesi için tarafların ihtilafın ortaya çıkmasından sonra kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri şarttır. Bununla birlikte sportif cezalarla, yetiştirme tazminatına ilişkin ihtilaflar münhasıran uyuşmazlık Çözüm Kurulu önünde çözülür.Bu kararlara karşı ancak Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilir. Şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme ile, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun mecburi tahkim ve ihtiyari tahkim şeklinde iki ayrı görevi bulunduğu, sadece sportif cezalarla yetiştirme tazminatlarına ilişkin uyuşmazlıkların mecburi hakem olarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nda görülebileceği, diğer uyuşmazlıkların ise genel hükümlere ve 1. madde uyarınca tarafların anlaşmalarına bağlı olduğu ve uyuşmazlığın doğmasından sonra yazılı olarak kabul etmeleri halinde Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun ihtiyari tahkim sıfatıyla bakıp sonuçlandırabileceği ve bu kararlara karşı Genel Hükümler uyarınca yargı yoluna başvurulabileceği anlaşılmaktadır.
Yine geçici 1. madde uyarınca da, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nca henüz karar bağlanmamış ihtilaflarda taraflara 2012/27105-28347
uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun ihtiyari yetkisini kabul edip etmediklerini 10 günlük kesin süre içerisinde bildirmeleri, tarafların kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri halinde, dosyanın yeni teşekkül ettirilecek hakem heyeti tarafından karara bağlanacağı, söz konusu süre içerisinde taraflarca kurulun yetkisinin yazılı olarak kabul edilmemesi halinde taraflara hakları da hatırlatılmak suretiyle dosyalarının ve harçlarının iade edileceği kararlaştırılmıştır.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece her aşamada re’sen nazara alınması gerekmektedir.
Dava açılmadan önce ana statüde değişiklik gerçekleşmiştir. Henüz ihtilaf doğmadan önce statü değişikliği yürürlüğe girdiğine göre artık statü uyarınca tarafların yazılı olarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun görevini benimsemesi gerekir. Bu hususta davalı yanın herhangi bir beyanı bulunmamaktadır. Zira, davalıya tebligat yapılmadan karar verilmiştir. Ancak mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmamıştır. Statü değişikliğinin 21.7.2011 yürürlüğe girmesinden sonra tarafların yazılı olarak uyuşmazlık çözüm kurulunun görevini kabul edip etmedikleri de Futbol Federasyonundan sorulmamıştır. Kaldı ki, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu bu tür uyuşmazlıklarda ihtiyari tahkim olup, mecburi tahkime ilişkin hükümler uygulanmaz. Önceki kararların uyuşmazlık çözüm kurulunda karara bağlanması da eldeki dava için kesin hüküm yada kesin delil teşkil etmez ve görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğu için kazanılmış hak da söz konusu olamaz. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalı yana tebligat yapılmak suretiyle davalının cevabi dilekçesi nazara alınmalı ve tahkim itirazı söz konusu olmadığı taktirde eldeki davanın esasına girilerek çözümlenmelidir. Tahkim itirazında bulunulması durumunda ise, tarafların ihtilafın doğmasından sonra yazılı bir kabulü bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre görev hususu çözümlenmelidir. Eksik incelemeyle ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.